Şeker hastalığı; kan şekerinin yüksekliği ve bu durumun vücudun çeşiitli organ ve sistemlerinde yarattığı hasarla seyreden bir hastalıktır. Oldukça sık görülür ve sıklığı toplum genelinde görülen kötü beslenme ve hareketsiz yaşam tarzıyla beraber gittikçe artmaktadır.
Şeker hastalığının tip 1 ve tip 2 olarak adlandırdığımız iki tipi vardır. Tip 1 diyabet; daha çok çocukluk ergenlik veya genç erişkinlik yaşlarında görülür.İnsülinle tedavi edilmesi gerekir. Çok su içme, , sık idrara çıkma, kilo kaybı, idrarda aseton kokusu gibi belirtileri fark edilebilir.Bu belitiler fark edilmezse, ilerleyen zamanlarda hasta şeker komasına girer ve komayla beraber tip 1 diyabet tanısı alır.Hem aile hem de çocuk için oldukça büyük bir sorun haline gelir. Ömür boyu yaşam kalitesini düşürerek devam eder.
Tip2 diyabet daha ileri yaşlarda ortaya çıkar. Genelde insülin direnci, bozulmuş açlık glukozu aşamalarından sonra diyabete geçiş olur.Ancak bazı kişilerde direkt olarak aşikar diyabet de ortaya çıkabilir.Tedavisinde, altın standard; diyet ve egsersizdir.Hastalığın durumuna göre ağızdan alınan ilaçlarla veya insülinle tedavi edilebilir.Tip 2 diyabette genetik geçiş sözkonusudur.Ancak olışumunda ve tedavisinde yaşam tarzının da önemi büyüktür.
Şeker hastalığının belirtileri çok su içme , sık idrara çıkma , iştahın aşırı olması , kilo kaybı , sık sık mantar enfefsiyonları, idrar yolu enfeksiyonları geçirme ,alt bacaklarda uyuşma, karıncalanma , görmenin bozulması şeklinde olabilir.Tanısı kan şekeri ölçümleriyle konulur.Açlık kan şekeri 8-10 saatlik açlık sonrası ölçülür. Daha uzun saatler açlıktan sonra ölçülmesi uygun değildir.Tokluk şekeri ise yemek yemeye başlayıp ilk lokmayı aldığınız saatten tam iki saat sonra ölçülür.Günün herhangi bir saatinde ölçülen kan şekerinin tanı koydurucu değeri yoktur.Yakınlarınızın evde kullandıkları şeker ölçüm cihazıyla aklınıza geldiği an kan şekeri ölçmek son derece anlamsızdır.Tanısal değeri yoktur,zaman ve kaynak kaybıdır.
Şeker hastalığı; çoğu durumda önlenebilr bir hastalıktır.Genetik yatkınlık değiştirilemeyen bir durumdur. Ancak şeker hastalığı gelişiminde rol oynayan çevresel faktörleri değiştirebiliriz.En önemli çevresel risk faktörler aşırı kalori alımı ,bunun sonucu olan şişmanlık ve hareketsiz yaşam tarzıdır.Hiçbir zaman; aldığınız kalori harcadığınız kaloriden fazla olmamalıdır. Haftada en az beş gün yarım saat ile kırkbeş dakika arasında yürüyüş yapılmalıdır. Çok sağlıklı yiyecekler tüketiyor bile olsanız porsiyon kontrolü son derece önemlidir. Zeytinyağı sağlıklı bir yağdır ancak belli ölçüde tüketilmelidir, fazlası, kalori alımınızın, çok artmasına sebep olabilir. Aynı şey tüm yiyecekler için geçerlidir.Ayrıca ne kadar az kalori alırsanız alın bunu kullanacak kadar hareketiniz yoksa bu yeterli olmayacaktır. Yeterli ve düzenli uykunun da kilo ve şeker kontrolünde yeri vardır. Tansiyonunuzun da kontrol altında olması önemlidir.
Şeker hastası iseniz ; tedaviniz doktorunuz düzenler. Doktorunuzun önerdiği tıbbı tedavi ve yaşam tarzı önerilerine mutlaka uymalısınız.İlaçlarınızı doktorunuzun önerdiği şekilde ve sürelerde kullanmalısınız.Diyet ve egsersiz programına mutlaka uyulmalıdır. Şeker hastalığının ilerleyen durumlarında insülin kullanılması gerekmektedir. İnsülin tedavisi hayat kurtarıcıdır ve korkulmaması gereken bir tedavidir.Diyabetin bitkisel ilaçlarla, kaynatılan bir takım otlarla tedavisi yoktur. Bu yöntemler sağlğınızı tehlikeye sokar.
Şeker hastalığının kalp, böbrekler, göz ,sinir sistemi gibi organlarda oluşturduğu hasarlar kaçınılmazdır. Bu nedenle, belli aralıklarla bu kontrollerinizi mutlaka yaptırmalısınız.Sigara mutlaka bırakılmalıdır.Diyabet ve sigara, ani kalp nedenli ölümlerin en önemli sebepleridir. Şeker hastalarında yara iyileşmesi diğer insanlara oranla daha geç gerçekleşir.Bu nedenle genel bakımınıza özellikle ayak bakımına çok dikkat etmeniz gerekir.