Büyük bi̇r sevgi̇ ve fedakârlıkla mesleği̇ni̇ yapan öğretmenleri̇mi̇zi ve eğitime gönül verenleri bu özel günde bi̇r daha hatırlatmak i̇stedim.
Elektriği suyu olmayan köy lojmanında kalan,ulusal bayram günleri kutlama etkinliklerinde sergilediğimiz tiyatro oyunlarını, yöresel oynadığımız halk oyunlarımızı, korolarımızı, mandolinle ilk tanışmamızı sağlayan başta Öcal Erdoğan öğretmenimiz olmak üzere ilkokul öğretmenlerimizi hatırladım.
Köy Enstitüsü geleneğinden gelen öğretmenlerimizin köy halkıyla dayanışma içinde bilgilerini köylüyle paylaşmalarını,köylüye örnek olması ve okulun ihtiyaçlarını karşılamak için başlattıkları günümüzde köyümüzün önemli geçim kaynağı olarak devam etmekte olan meyve fidanı yetiştirilmesi projesini nasıl hayata geçirdiklerini hatırladım.
Bizleri sanayinin ihtiyaçlarını karşılayacak birer teknik elaman olarak hazırlayan mühendislik eğitiminde de temel olacak bütün bilgileri öğrendiğimiz, “değerinizi yüksek tutun ki sizi satın alan olmasın” diye bizlere hayat dersi veren rahmetle andığım Hamdi Fenike öğretmenimi ve Sanat Enstitüsün öğretmenlerimi hatırladım.
Ülkemiz tarımını “bilgi ve teknolojiyle” buluşturma tutkusunu gerçekleştirmek isteğiyle bir ömür harcayan Prof.Dr. Gazanfer Harzadın öğretmenim başta olmak üzere görevlerini özveriyle yapan üniversite öğretmenlerimi hatırladım.
Eğitim için faaliyet gösteren sivil toplum örgütü vakıf ve derneklerden;
“Atatürk ilke ve devrimlerini ve Cumhuriyet’in kazanımlarını koruma yolunda, bilimsel düşünme ve sorgulama yetilerini geliştiren, insan haklarına saygılı çağdaş bir yaşam ve eğitim için çözüm üretmek ve kamuoyu oluşturmak” misyonuyla “Ulusal ve evrensel değerleri içselleştirmiş, laikliğe, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne inanan çok kültürlü bir toplumu zenginlik kabul eden, eleştiriye açık, üreten ve kamu yararını gözeten” anlayışla eğitim alanında faaliyetlerini sürdüren “ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ” kurucu genel başkanı Prof.Dr. Türkan Akyol ve dermeğe emeği geçen öğretmenlerimizi hatırladım.
“Meslek Lisesi Memleket Meselesi” şiarıyla “mesleki-teknik eğitimin ülke ekonomisi açısından önemi konusunda toplumun her kesiminde farkındalık yaratmayı, bu konuda önder olarak devletle iş dünyası arasında işbirliğinin tohumlarını atmayı, kalifiye işgücünün yetiştirilmesine katkıda bulunarak gençleri meslek eğitimine özendirmeyi amaçlıyan (MLMM) Projesi'ni başlatan Koç topluluğunun mensubu Mustafa Koç’u;
"Bizler, ülkemizde eğitim görmek isteyen fakat buna maddi gücü yetmeyen ve bu alanda her türlü ilgi ve yardım görmeğe değer gençlerimizin okuyabilmesini,Sosyal adaletin gerçekleşmesini sağlayacak tedbirlerin başında gelen fırsat eşitliğinin sağlanması için eğitim imkanlarının her gence eşit haklarla açık olabilmesini, sağlamak” ilkesiyle kurulmuş olan “TÜRK EĞİTİM VAKFI” kurucu başkanı Vehbi KOÇ’u hatırladım.
Sürekli hatırımızda olan baş öğretmenimiz M.Kemal ATATÜRK olmak üzere eğitime gönül verenlerin hedefinde “çağdaş,demokratik, laik bir toplum ve sosyal hukuk devleti düzeninin gerçekleştirilmesi, korunması ve geliştirilmesi”vardı.
Tamamen Türkiye’ye özgü bir eğitim projesi olup bugüne dek yabancı birçok akademik inceleme ve araştırmaya örnek olan halen çağdaş ülkelerde(Finlandiya,Kanada) uygulanan Köy Enstitüleri’nin kapatılmasından başlayarak bu hedeften giderek uzaklaşıldı.
Taşımalı eğitim uygulamasına geçilmesiyle öğretmenlerin köylerle bağlantısı kesildi.
Tarımda bilgi ve teknoloji kullanımı hayata geçirilmediği için tarımsal ürünleri dışarıdan borç alıp ithalat yaparak karşılar hale geldik.
Meslek liseleri yerine imam hatip liseleri memleket meselesi oldu.Birçok okul imam hatip lisesine dönüştürüldü.Laik,çağdaş eğitimden uzaklaşıldı.
Eğitim politikasının temeli öğretim programı ve bu programı uygulayan öğretmendir. Eğitim, pek çok unsurun bir araya gelmesiyle oluşur. Eğitimin içinde öğrenci, öğrencinin ailesi, okul, öğretim programı vardır. Ailesi çocuğu sahipsiz bırakıyorsa da öğretmen o çocuğa sahip çıkabilir, ona eğitimini verebilir. Öğretmen işin temelidir. Öğretmen öğrenci üzerinde programa can veren eğitimin en önemli aktörüdür. Nasıl ki sosyal demokrasinin temeli insan ise, Laik, bilimsel, demokratik eğitimin ana paradigmalarından biri belki de en önemlisi“ nitelikli öğretmen”dir.
Çocuklarımızı çağdaş bir eğitim vermek için kişisel çabalarımızla birlikte,öğretmenin niteliğini artırıp ekonomik güvence ve özlük haklarını iyileştirecek politikaların ve politikacıların arayışı içinde olmalıyız.