Vekillerimiz bugün yemin ediyor.Mevcut metnin,yemin şeklinin tatmin edici,milletin vicdanını güçlü biçimde rahatlatıcı olduğu söylenemez.
Bütün yeminler 2 açıdan ele alınırlar.
‘’Neler için,hangi konulara bağlılık yemini edildiği’’ ve ‘’Neyin üzerine,hangi değerler üstüne yemin edildiği’’
Hangi konular için yemin edildiğine baktığımızda içerik olarak eleştireceğimiz tek nokta ‘’ Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılık’’tır.
Bu konu 1982 askeri darbesinin ürünü olarak eklenmiştir.Önceki yıllarda yoktur.
Kabul edelimki milletvekillerine bu konuda yemin ettirmek en baştan yalancılığa,yalan yere yemine sevkedicidir.Yeminin ciddiyetini kaybetmesine yol açıcıdır.
Konu bu hususta karşıt olmak,olmamak değildir.Yemin metni için uygun olmadığıdır.
Öte yandan tüm metnin yazımının çok kötü olduğu,cümlelerin yeniden toparlanması gerektiği de kesindir.
Yeminle ilgili can alıcı nokta,sorun, ‘’Neyin üzerine,hangi değerler üstüne yemin edildiği’’dir.
Namusum ve şerefim üzerine yemin ederim denmesi maalesef bir anlam ifade etmiyor.Çok soyut bir kavram.Günümüzde neyin namussuzluk ve şerefsizlik sayıldığına dair,kimin neyi bu kapsamda görüp görmediğine dair tam bir ortak anlayış olduğunu ne yazıkki söyleyemiyoruz.Çalıp çırpmanın ‘’bal tutanın parmak yalaması sayılır hale geldiği bir toplumda bu yeminin etkisi nice ola..’’Bir sürü sorun,bir çok örnek verebiliriz.
Öyle ise neyin üzerine yemin edildiği mutlaka değişmek zorunda.
En iyisi;
‘İnandığım din, kutsal değerler ile sevdiklerim,ebeveyn ve çoluk çocuğumun üzerine’ yemin ederim.
Herhalde yemin ettiği konuları ihlal etmesi için şeytan yanlarına geldiğinde sayın vekillerimiz daha çok düşüneceklerdir.