Bir dostum davet etti.Sinemadaydık.
20 dakika süren reklam bombardımanıyla sahne açıldı.Bu ilk bölümün sonunda adeta koltukta çöktüm kaldım.
Dakikalarca “ Tüket!!!!,tüketsene !!! “ emri...
Hepsi midene ve şeyine doğru..Tabii çağdaş versiyonlarda..
Tükenmişiz ki,neyi tüketelim.Filmi izleyecek mecal kalmadı.Bir tane mi değerlerle bezeli yada ölçüyü dengeyi gözeten bir tanıtım olmaz,önerilen her şey çarpık.
İçeceğin en zararlısı,yiyeceğin tıka basa alınması önerisi,tatilin en sahte en pahalısı,azıtmışlığın doymazlığın pompalanması ,kumarın alkolün apaçık normalleştirilmesi,varyok gözetmeden pırlanta reklamları,cazip karşı cinsi neredeyse tek odak noktasına taşımak.
Film falan izleyecek hal kalmadı..
Ama izledik.Başka dersler alarak ve gözyaşıyla sonunu getirdik.Yaşamın tadı ve kendisi olan sevginin varlığıyla yokluğu birarada.
Yaşam sınavına dair ibretlik bir öykü,ençok da sabretmeye, dair örnek.
İnsanın hem çok güçlü,hemde çok aciz oluşunuda görebildiğimiz bir içerik.
“ Hadi be oğlum “
Güncelin yavanlığı ,tatsızlığını hatırlayıp kahrolarak adeta sürünerek eve dönüş.