Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz Kongre ve Kültür Merkezi Konferans Salonunda gerçekleşen konferansa, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Ertuğrul İşler, Denizli Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokul Müdürü Prof. Dr. Nergis Biray ile çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.
Konferansın açılış konuşmasını, Denizli Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Yüksekokul Müdürü ve aynı zamanda Fen Edebiyat Fakültesi-Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nergis Biray yaptı. Dil yüzyılların tecrübe ve birikimini bünyesinde taşıyan özel bir araçtır diyen Prof. Dr. Biray “Her dil, kendi toplumunun yaşanmışlıklarını, bilgi ve anlayışını biriktirir. Dil, ortaya çıktığı coğrafyanın ve o coğrafyada yaşayan toplumun izlerini taşır. Bu açıdan bakıldığında bir dil daha doğarken diğer dillerden farklılaşır, tarihi süreçte yaşadıklarıyla birlikte de bu süreci içine alan bütün mecrayı bünyesinde taşır. Dil bireyi, içinde yaşadığı toplumun bir parçası haline getirirken toplumu da diğer toplumlardan ayırarak millet haline getirir” şeklinde konuştu. Ayrıca, dil politikalarının oluşturulması ve uygulanmasının üniversite ve akademik kuruluşlarca gerçekleştirilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Nergis Biray: “Dil bizim manevi vatanımızdır. Tarih bilincimizi, ortak duygu, düşünce ve ideallerimizi, millet olmamızı, her şeyi ana dilimize borçluyuz. Kimliğimizi oluşturan da dildir. Gençlerimiz dilimize, kimliğimize ve geleceğimize sahip çıkmalıdır” diyerek dilin önemine ve korunmasında sorumluluk sahibi olması gerekenlere dikkati çekti.
Açılışta konuşma yapan bir diğer isim Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ertuğrul İşler oldu. Dilin, kültürleşmenin en önemli unsuru olduğunu belirten Prof. Dr. İşler: “Türk Lehçelerinin ortaya çıkışı bakımından bu konferansın düzenlenmiş olması son derece önem arz ediyor. Davetimizi kırmayarak üniversitemize teşrif eden Türk Dil Kurumu Başkanımız sayın Prof. Dr. Gürer Gülsevin’e üniversitem ve öğrencilerim adına teşekkür ediyorum” dedi.
Konferans, Fen Edebiyat Fakültesi-Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları-Kuzey-Doğu Türk Lehçeleri ve Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Mehtap Solak Sağlam tarafından, TDK Başkanı Prof. Dr. Gülsevin’in özgeçmişinin okuması ile başladı. Konuşmasına; dilimiz kimliğimiz basit bir cümle değildir, bir ihtar cümlesidir, eğer dilimize sahip olmazsak kimliğimiz gider uyarısı ile başlayan TDK Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, Türk dili ve kültürünün pek çok coğrafyada etkilerinin gözlendiğini belirterek “Nasıl bir ırmak dolaştığı yerden etkileniyorsa, Türk dili ve kültürü de bütün dolaştığı coğrafyayı beslemiş ve beslenmiştir.” dedi. Prof. Dr. Gülsevin, “Dilimizi korumalıyız diyoruz. Niye korumalıyız? Dil iletişim aracıdır diye duydunuz mu? Eğer dil iletişim aracıysa korumaya ihtiyaçta yok, gerekte yok. İstersek geliyorum diyelim, istersek geleyem diyelim. Eğer dil sadece iletişim aracıysa nasıl konuşursak konuşalım problem yoktur. Ama dil sadece iletişim aracı değildir. Mesela birçok dil var: Konuşma dili, yazı dili, edebi dil var. Türkçe edebi bir dil midir? Edebi dildir. Edebi olmayan diller var. Türkçe bir yazı dilidir. Türk Dili aynı zamanda resmi bir dildir. Bilim dilidir. Hal böyle olunca dil bizim kimliğimiz olmuş oluyor. Yani burada kimlik çok önemli bir kavram. Ne demek dilimiz kimliğimizdir? Bize ait olduğu için iyidir. Bize ait olduğu için zengindir. Bize ait olduğu için güzeldir. Yani dil bizimdir. Peki, biz kimiz. Biz Türk’üz. O zaman şunu soracağız. Türk Nedir? Onu da bilmemiz lazım. Türk neyin ismidir. Türk bir Milletin ismidir” diye konuştu.
PAÜ Hüseyin Yılmaz Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleştirilen konferansta Türk dilinin tarihçesini anlatan Gülsevin: “Türk kültür ve dili Avrasya'nın bir yerinden doğup bütün Avrasya’yı baştan başa dolaşan bir ırmağa benziyor. Nasıl bir ırmak gezdiği coğrafyayı besliyorsa ona şekil veriyorsa Türk dili ve kültürü de Sibirya’dan, Orta Asya’dan, Mezopotamya’dan, Anadolu’dan, Kafkasya’dan Avrupa'nın her noktasına kadar dolaşmış ve her yeri beslemiş. Nasıl bir ırmak dolaştığı yerden etkileniyorsa Türk dili ve kültürü de bütün dolaştığı coğrafyayı beslemiş ve beslenmiştir.” dedi. Türk dilinin yüzyıllarca geniş bir coğrafyada etkileşim içinde bulunduğunu da aktaran Prof. Dr. Gürer Gülsevin, bu etkileşimin doğal olarak diğer dilleri ve kültürleri zenginleştirdiğini belirtti. Konuşmasının sonunda Türk dilinde değişik dillerle etkileşim içinde bulunarak sözlüğüne yeni kelimeler eklediğini ve bu dillerin de Türkçe’den etkilendiğini anlatan TDK Başkanı diller arasındaki bu etkileşim döngüsünün yaşam var oldukça süreceğini ifade etti.
Konferansın sonunda TDK Başkanı Gürer Gülsevin’e, Denizli Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Yüksekokul Müdürü Prof. Dr. Nergis Biray ve Türk Yurtları Kültür ve Sanat Topluluğu Başkanı Şükriye Kılıç tarafından hediye ve çiçek takdim edildi.
Yorum Yazın