ŞANLIURFA (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şanlıurfa'da partisinin 6. olağan il kongresinde katıldı.
Şanlıurfa'nın, "şanlı" unvanını bir ihsan, bir lütuf olarak almadığına işaret eden Erdoğan, Türkiye'nin bu bölgesini işgal etmekle yetinmeyip adeta birbirlerine ikram eden düşmana Şanlıurfalıların tarihi bir ders verdiğini belirtti.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Alçaklıktan, riyakarlıktan, söz verip tutmama huyundan vazgeçmeyen düşman kuvvetleri ve onların kanatları altında şımaranlar Urfalılardan hak ettikleri Osmanlı tokadını yemişlerdir. Öyle mi? Bir yanlışlık yok değil mi? Bunlar da Osmanlı tokadını yediler. Türkiye, bugün de yine Urfa'nın hemen yanıbaşında benzer oyunlarla benzer tezgahlarla karşı karşıyadır. Dün, güya müttefiklerin güvenliğini tehdit eden bir durum ortaya çıktığı için bölgeye gelenler, bugün de terör örgütleri bahanesiyle aynı işgalin peşindeler. Dün buraya geldiklerinde yıllarca bu ülkenin ekmeğini yemiş, suyunu içmiş kimi hainlerin özellikle desteğini yanlarında bulanlar, bugün de benzer şekilde terör örgütleriyle 'al takke ver külah' ilişkisi içindeler. Urfalılar bu haksızlığa dün de razı olmamıştı bugün de razı olmadı. Onun için de ne terör örgütleri ne de onları maske gibi kullananlar bu topraklarda karşılık bulmuyor, bulamıyor."
"Gerektiği anda hemen sefer görev emrini ilan ederiz"
Salondakilerin, Zeytin Dalı Harekatı'na katılmak için izin istemesi üzerine Erdoğan, "İnşallah gerektiği anda hemen sefer görev emrini ilan ederiz, önce ben sonra da sizle birlikte Afrin'e yola çıkarız. Hiç endişe etmeyin. Bu ten bu canda oldukça bu vatana, bu millete her şeyimiz feda olsun. Biz ne diyoruz, 'Hedef kızıl elma.' Ne demek? İlayı kelimetullah. Bunun için de bu yolda yürüyeceğiz. Yoksa bu canın ne kıymeti var." ifadesini kullandı.
"Teröristlerden temizleyeceğiz"
Erdoğan, önce Fırat Kalkanı Harekatı'yla Cerablus, El Rai, güneyde El-Bab'ın bulunduğu 2 bin kilometrekarenin teröristlerden temizlendiğini anımsatarak, şunları söyledi:
"Şimdi de Zeytin Dalı Harekatı'yla Afrin bölgesini temizliyoruz. Yaklaşık şu anda 500 kilometrekare gibi bir alan temizlendi. Devam ediyoruz. Ülkemizde yaşayan Suriyeli kardeşlerimiz, güvenli hale getirdiğimiz yerlere geri dönerek kendi topraklarında yaşamanın hazzını inşallah duyacaklar. İnşallah en kısa sürede Şanlıurfamızın hemen yanı başındaki toprakları da teröristlerden temizleyeceğiz. Fırat sınırından başlayıp Ceylanpınar'a kadar olan bölgeyi kendimiz ve Suriyeli kardeşlerimiz için güvenli hale getirdiğimizde, buradaki sığınmacılar gönül huzuru içinde kendi evlerine döneceklerdir. Şartların zorluğuna rağmen ensar olarak Suriyeli muhacir kardeşlerimize sahip çıktığınız için ben her birinize şükranlarımı sunuyorum. Şanlıurfa'nın dünyaya verdiği bu insanlık dersi inanıyorum ki ileride ders kitaplarına dahi konu olacaktır."
"Türkiye çok farklı bir yerde"
Türkiye'nin bir asır önce çok zor şartlar altında emperyalist güçlere teslim olmadığını, kimi yerde düzenli ordusuyla, kimi yerde Şanlıurfa'da olduğu gibi bizatihi milletin kendi gücüyle mücadele verdiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün Türkiye 81 vilayeti, 81 milyon nüfusu, 900 milyar dolara doğru giden milli geliri, güçlü siyasi ve ekonomik altyapısıyla çok farklı bir yerde bulunuyor. Bir asır önce başaramadıklarını şimdi gerçekleştirebilecekleri hayaline kapılanların olduğunu görüyoruz. Bunların kendilerine ancak şöyle sağlam bir Osmanlı tokadı yedikten sonra gelebilecekleri anlaşılıyor." dedi.
"Terör koridoru oluşturmasını seyredecek değiliz"
"Yıllar boyunca sınır güvenliğimizi ve kardeşlerimizin huzurlu geleceğini tesis etmesini beklediklerimizin bunun yerine tam tersine burnumuzun dibinde bir terör koridoru oluşturmasını herhalde seyredecek değiliz." diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Suruç'un hemen karşısında bir yerde DEAŞ bahanesiyle ortalığı ayağa kaldırıp, bölücü örgüte ne yaptılar? Zemin kazandırdılar. O bölgeden ülkemize çoğunluğu da Kürt kardeşlerimizden oluşan 100 binlerce kişi geldi, misafirimiz oldu. Şimdi orada DEAŞ var mı? Yok ama bu gelen kardeşlerimizin çok büyük bir bölümü halen ülkemizde yaşamaya devam ediyor. Ne için? Çünkü, dünkü DEAŞ'la bugün orada bulunan PYD arasında hiçbir fark yoktur. İkisi de terör örgütü. Her ikisi de eli kanlı katil sürüsü. Birisi aziz dinimiz İslamı istismar ediyor DEAŞ, diğeri Kürt kardeşlerimizi istismar ediyor. Hangisinin üstündeki yaldızı kazırsanız kazıyın, altından aynı surat, aynı kirli senaryo çıkıyor. Hatta dün DEAŞ saflarında savaşanların bir kısmının bugün bölücü terör örgütü kimliğiyle yine karşımıza çıktığını biliyoruz. Zaten Rakka'da sıkıştırılan DEAŞ'lıların PYD ve onu destekleyen güçler eliyle başka bölgelere nakledildiğinden tüm dünyanın haberi var."
"Adaletin nasıl tecelli ettiği görülür"
"Karşımızda işte böylesine insanlıktan nasibini almamış, masumların hayatları üzerinden kendilerine çıkar sağlamaya çalışan bir nebbaşlar güruhu var." diyen Erdoğan, buna rağmen batı medyasının teröristleri bırakıp Türkiye'yi hedef almasının ayrı bir garabet olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Ne yapsalar boş. Kaderin üstünde bir kader vardır. Onun için bu iş ya olacak, ya olacak. Oyunu görüyor sunuz değil mi? Bir terör örgütünü ortaya salıyorsunuz, sonra bir başka terör örgütüyle onu güya kovuyorsunuz ama aynı vahşet, aynı baskı, aynı zulüm devam ediyor. Bu arada olan Suriye'nin gerçek sahipleri olan Araplara, Kürtlere, Türkmenlere oluyor. Terör örgütlerinin ve rejimin cenderesi altında can veren, zulüm gören bu insanlara kimsenin dönüp baktığı yok. Bir tane sözde başları var ya... Çekya'da şimdi, ne oldu? Tutuklandı. Temenni ederim ki Çekya bunu bize teslim eder. Teslim ettikten sonra adaletin nasıl tecelli ettiği görülür."
"Gönül sınırlarımıza bakarız"
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu anda dünyada yardım eden ülkeler arasında normalde bir numara Amerika, iki numara biz. Fakat şuna dikkat edin, milli gelire oranla baktığımız zaman bir numara Türkiye, ondan sonra Amerika. Türkiye bu. Allah'ın yarattığı en şerefli varlık olarak gördüğümüz insana hizmeti asli vazifemiz olarak kabul ediyoruz. Dikkat ederseniz Suriye'den ülkemize gelenleri, genellikle misafirlerimiz olarak ifade ediyoruz. Bizim gönül sınırlarımız ne dikenli tellerle ne duvarlarla ne gümrük kapılarıyla sınırlıdır. Onlar sadece ülkemizin resmi sınırlarıdır. Gönül sınırlarımızın ufku, bunların çok ötesindedir. Üzüntülerimizi ve sevinçlerimizi paylaşırken, resmi sınırlarımıza değil gönül sınırlarımıza bakarız.
Suriye'deki kardeşlerimizin can güvenliği yokken onuru ve namusu tehdit altındayken, biz burada nasıl hiçbir şey olmamış gibi davranabiliriz? Kardeşlerimiz zulüm altında inim inim inlerken biz burada başımızı yastığa nasıl koyup rahatça uyuyabiliriz? Ne inancımız ne de ecdadımızdan tevarüs ettiğimiz değerler bize böyle bir hakkı vermiyor. Onun için El Bab'dayız, onun için Afrin'e doğru ilerliyoruz, onun için Mümbiç'i teröristlerden temizleyeceğiz. Onun için tüm sınırlarımız boyunca tek bir terörist kalmayana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz."
"Temennimiz hakkın tecelli etmesi"
Erdoğan, kongre öncesinde, 11 Nisan Spor Salonu dışında kendisini bekleyen vatandaşları parti otobüsü üzerinden selamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Şanlıurfalı vatandaşların Kasım 2002'den beri kendisini hiç yalnız bırakmadıklarını belirtti.
Çok anlamlı bir dönemde Şanlıurfa 6. Olağan Kongresi'ni gerçekleştirdiklerine işaret eden Erdoğan, "Afrin Harekatı'nın olduğu bir dönemde sizlerle bir aradayız ve bugün öğlen civarı, 2 bin 21 teröristi etkisiz hale getirdik. Ne dedik? Son terörist yok edilinceye kadar bu mücadelemiz devam edecektir." diye konuştu.
Erdoğan, teröristlerle mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceklerini vurgulayarak, "Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak.' dedik. Şu anda şehitlerimiz bizi takip ediyor. Bizler de zaten onları ölüler olarak kabul etmiyoruz." ifadesini kullandı.
Terör örgütü PKK'nın Suriye'deki kolu PYD'nin eski eş başkanı Salih Müslüm'ün yakalanmasına ilişkin Erdoğan, "Şimdi PYD'nin başı yakalandı. Temennimiz odur ki Çekya inşallah bunu Türkiye'ye teslim eder. Hak tecelli eder. Bunlar ümmeti böldüler, bu milleti parçaladılar. İşte onun için biz bu teröristlerle mücadele ediyoruz. Yoksa bizim Kürt kardeşlerimizle bir sorunumuz yok. Bizim sorunumuz teröristlerle. Bu mücadeleyi de bu şekilde sürdürüceğiz. Şu anda Afrin yavaş yavaş düşüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, Mehmetçik ve ÖSO'nun omuz omuza bir mücadele verdiklerini hatırlatarak, Afrin'de gece gündüz mücadelenin sürdüğünü ve sürmeye devam edeceğini, sonunda da zafere ulaşılacağını bildirdi.
Konuşmasında tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet vurgusu yapan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden başka devletimiz var mı? Yok. Paralel devletmiş, yok şuymuş yok buymuş. Paralel devletin mensupları nerede? Pensilvanya'da. Varsınlar diğerleri de onların yanına gitsin. Arkalarında kimlerin olduğunu biliyor değil mi? Bizde diyoruz ki samimi olanlar bizimle beraber. Samimi olmayanlar da orada. Hep seslendik, 'Ey Amerika, bu adamı bize ver. Bunu deport et, bak bu adam bu ülkede darbe girişiminde bulundu. Dolayısıyla bu adamı daha fazla saklarsan, bizim ittifakımıza yanlış hareket edersin.'"
Muhabir: Muhammed Ali Toruntay-Ali Kemal Akan-Mehmet Tosun-Merve Yıldızalp-Yeşim Sert Karaaslan-Ali Kemal Akan
Yorum Yazın