AMASYA - Tevfik Öztürk
Amasya'nın Taşova ilçesinde yaşayan 85 yaşındaki Ahmet Aydoğan, babasıyla birlikte diktiği misket elması ağaçlarına, meyvesini gelecek kuşaklara taşıyabilmek amacıyla adeta "gözü gibi" bakıyor.
Yaşının ilerlemesine rağmen 71 yıl önce babası ile toprakla buluşturduğu elma ağaçlarının bakımını sürdüren Aydoğan, üretimini yaptığı elmaları da paketleyerek Türkiye'nin her yerine pazarlıyor.
Amasya misket elması çeşidinin kaybolmaması için çaba gösteren Ahmet Aydoğan, yetiştirdiği elma fidanlarını ise vatandaşlara ücretsiz dağıtıyor.
Baba yadigarı elma ağaçlarının bakımını, ilaçlamasını ve hasadını özenle yapan Aydoğan, çalışma azmiyle de gençlere örnek oluyor.
Ahmet Aydoğan, elma bahçesinden her yıl 4 ton civarında misket elması topladığını söyledi.
Çevresindekileri de Amasya misket elması üretmeleri için teşvik ettiğini anlatan Aydoğan, "Babamla beraber 1946 yılında bahçemize misket elması dikmiştik ve misket elması üretimi yapıyorduk. Köyümüzde aynı şekilde herkes meyvecilik yapıyordu. Hatta o zamanlar Amasya'da bir yarışma yapılmıştı, bizim Tatlıpınar misket elması birinci olmuştu. Daha sonra 1972 yılında Almanya'ya gittim ve 1990 yılında köyüme dönüş yaptım." dedi.
Ahmet Aydoğan, 1986 yılında hayatını kaybeden babasının vasiyeti üzerine köyüne döndüğünü bildirerek, şunları kaydetti:
"Tekrar meyveciliğe heves ettim ve babamdan kalan yaklaşık 5 dönüm bahçedeki ağaçların bakımını yaptım. 6 dönümlük alana da yeni misket ağaçları aşıladım. Hatta aşıladığım pek çok elma ağacını çevre köylere ve Almanya'ya gönderdim. Vatandaşlara ücretsiz fidan dağıttım. Aşıladığım misket elma fidanlarından geçtiğimiz yıllarda Tarım Bakanımıza ve milletvekillerimize gönderdim. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi bahçesine de yetiştirdiğim Amasya misket elması fidanı dikmek isterim. Tek isteğim, bu çeşit yok olmasın. Babamdan kalan ağaçlar benim için çok değerli. Amasya misket elması çeşidinin kaybolmaması için çalışıyorum."
Misket elması ağaçlarının 2 yılda bir meyve verdiğine dikkati çeken Aydoğan, "Amasya elması sert ve suludur. Sonbaharda kırağı düşmeden ya da kar yağmadan toplanmaz. Kırmızı damarlıdır. Uzun süre saklanabilir, dayanıklıdır. Sandık içinde evin içine konulduğu zaman ayrı bir koku verir, yaz aylarına kadar durabilir, soğuk hava deposuna ihtiyacı yoktur." diye konuştu.
Yorum Yazın