Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre, Ocak 2019 itibariyle protestolu senetlerin artışının geçen yılın aynı ayına göre 30’a yaklaşmış olması endişe verici.
Bu durum, piyasanın ödemelerinde dalgalanmaya ve ödeme düzeninde bozulmaya neden oluyor ki bu “piyasada nakit darlığı” demek. Artış devam ederse, büyük işletmelere göre KOBİ’lerin çok derin etkilenmesi kaçınılmaz.
Öte yandan takipteki kredilerde de artış olduğu BDDK’nın yayınladığı aylık istatistiklerden gözlemleniyor. Durum zaten İcra Dairelerinin ateşinden de hissediliyor.
Takipteki artışlar yine KOBİ leri derin etkilemekte.
KOBİ’siz gelişme olamaz. Çatı örgütümüz Türkonfed in sloganik söylemini tekrarlamak gerek; önce küçüğü düşün!
KOBİ lerin piyasadaki nakit darlığına ve kredilerde takip kıskacına dayanması güç.
Bu sıkıntıların hafifletilmesi amacıyla ilave istihdama yeni devlet destekleri ve Bankalar Birliği tarafından hayata geçirilen KOBİ Değer Kredisi yeni paketinin, ekonomideki daralmayı durdurmasını ümit ediyoruz. Daralan sanayi üretimimize ve sanayi yatırımlarına nefes olmasını umut ediyoruz.
Abanın kadri yağmurda bilinir derler. Sorunlar var bu sebeple destekler kıymetli. İş insanına verilen destek üretime destek demek, dolayısıyla abanın kıymetini bilmekteyiz.
Ancak suni teneffüs yerine oksijenli hava gerek. Sorunlarımızın köküne inmek gerek.
Aslına seçimler yerel, beklentiler ulusal!
Seçimlere kadar beklemek Türk Halkının ortak refleksi. Bir bekleme hali olduğu malum.
Ancak seçim sonrası önemli yapısal reformlar bekliyoruz. Örneğin Vergi Reformu gibi. Oranları düşürmek, aflardan vazgeçmek, ödemeyeni denetlemek ve adil cezalandırma sistemini getirmek şart.
Türkiye deki sermayeyi-birikimi üretime akıtacak güvenli sermaye piyasası ortamı yaratılmalı.
Eğitim sistemini becerilere-zekaya-araştırmaya endeksli olarak revize etmek, genç beyinlere gelişecek ortam yaratmak, herkese standart ve vasat eğitimden vazgeçmek gerek.
Evrensel hukuk normlarına göre çalışan yargıya ihtiyaç var. Yargının bağımsızlığına inancı kuvvetlendirmek gerek. Hukukun üstün olmadığı ve yasalara saygının varolmadığı bir ülkeye yabancı yatırımcının dönüp bakmayacağını biliyoruz.
Cumhuriyetimizin içini, çok sesli-çok renkli-farklı bakış açılarının üretimi olan hür düşüncelerle bezeli demokrasiyle doldurmamız şart.
Türkiye canlı ve güçlü bir ülke. Amaç edindiği her şeyi yapabilecek kudrette. Seçim sonrası reformların başlamasıyla birlikte, ekonomik-sosyal iklimin değişeceğine inanıyoruz.
Yorum Yazın