İSTANBUL (AA) – HASAN ARSLAN - Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Polat, son dönemde savunma sanayisi alanındaki fırsatlar üzerine ciddi görüşmeler yaptıklarını belirterek, "Bu alana girmeyi düşünüyoruz. Kesinlikle savunma sanayisi de radarımızda ve üstünde epey etüt yapıyoruz, mesai harcıyoruz." dedi.
Adnan Polat, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Polat Enerji'nin rüzgar enerjisinde sektör lideri konumunda bulunduğunu ve şu ana kadar bu alanda bitirdikleri yatırımların tutarının yaklaşık 1,1 milyar dolar olduğu bilgisini verdi.
Rüzgar enerjisinde son lisans ihalelerinden ve piyasadan 800 megavatlık daha ön lisans ve lisans almak üzere olduklarını aktaran Polat, bunun da 1 milyar dolarlık bir yatırım anlamına geldiğini söyledi.
Bu yeni yatırımları 2023 yılına kadar tamamlamış olmayı hedeflediklerini ifade eden Polat, böylece rüzgar enerjisinde bin 500 megavat kurulu güce ulaşacaklarını dile getirdi.
Polat, Macaristan'da da bin megavatlık bir güneş enerjisi projesinin çalışmalarına başladıklarını ve bu yatırımın gelecek yıl fiili olarak başlayacağını belirterek, "Birinci karargahımız İstanbul, ikincisi Budapeşte. Esasında birçok ülkeden, Afrika'dan da teklifler geliyor ama biz biraz daha ayağımızı yorganımıza göre uzatıp taşıyabileceğimiz yükün altına girmek istiyoruz. Çok hızlı büyüyüp dağılmak istemiyoruz." diye konuştu.
- "Rüzgarı da güneşi de 20'şer bin megavatlara çıkarmalıyız"
Türkiye'nin güneş enerjisi yatırımlarını hızlandırmanın yeni yollarını bulması gerektiğini anlatan Polat, şunları kaydetti:
"Almanya'da Türkiye'dekinin üçte ikisi kadar güneşlenme saati var ama 2017 sonunda 40 bin megavatlık güneş enerjisi kurulumunu tamamladı. Türkiye'de ise dört bin megavatı ancak geçebildik. Rüzgarda da Almanlar 45 bin megavatta, biz ise 7 bin megavattayız. Bizim rüzgarı da güneşi de hiç olmazsa 20’şer bin megavatlara çıkarmamız lazım. Bunun bize dış ödemeler dengesinde de çok katkısı olacak. Yani 40 bin megavat dediğiniz vakit, nereden baksanız Türkiye'nin dışarıya yılda 5 milyar dolar daha az ödeme yapmasına neden olur. Böylece döviz içeride kalır."
Adnan Polat, güneş ve rüzgar alanında Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihalelerine çıkılması gerektiğini ifade ederek, şartnamelere göre yeni ihalelere katılıp katılmamaya karar vereceklerini söyledi.
Yenilenebilir enerjide yerlileşme çalışmalarını fiilen de desteklediklerini belirten Polat, şöyle devam etti:
"Bu ekipmanların mümkün olduğu kadar Türkiye'de üretilmesini istiyoruz. Çünkü burada üretilirse dışarıya döviz gitmiyor, istihdam sağlanıyor, teknolojik know-how gelişiyor. Artık yabancı firmalar da burada yatırım yapmayı kabul ediyor. Biz daha önce rüzgar pervanelerini Almanya'dan Enercon firmasından alıyorduk. Kendilerini ikna ettik ve 12 sene evvel İzmir serbest bölgede kanat fabrikası kurdular. Şu anda toplam imalatlarının yüzde 10'u Türkiye'ye satılıyor, yüzde 90'ı Japonya, Almanya ve Kanada'ya ihraç ediliyor. Şimdi jeneratör dahil diğer ekipmanları da yerli üretmeye başlıyorlar. Dolayısıyla ben bu yarışmalarda yerli üretim şartı koymalarını çok doğru buluyorum. Yerli üretilmesi bizim için çok daha önemli. Çünkü sadece Türkiye için üretilmeyecek, dışarıya da ihraç edilebilecek."
- "Savunma sanayisini etüt ediyoruz"
Polat, gayrimenkul ve enerji dışında odaklandıkları alanlar olup olmadığına yönelik soruya, "Biz yatayda fazla yayılmak istemiyoruz Gayrimenkul ve enerji konusunda hem Türkiye'de hem de Macaristan'da yatırımlarımız var. Onlara konsantre olup planlanan zamanda bitirmek istiyoruz. Macaristan'da bin megavatlık bir güneş enerjisi yatırımı için bir senedir çalışıyoruz. Bu 4-5 sene sürecek bir proje. İnşallah bu senenin sonunda kazmayı vuracağız. Diğer taraftan bizim Macaristan'da iki önemli inşaat projemiz var. Yaz başı başlayacağız. O iki projenin toplam büyüklüğü de bizim Piyalepaşa İstanbul projemiz kadar var." yanıtını verdi.
Son dönemde savunma alanındaki fırsatlar üzerine ciddi görüşmeler yaptıklarını belirten Polat, "Bu alana girmeyi düşünüyoruz ama şu anda yaptığımız herhangi bir aktif yatırım yok. Ancak kesinlikle savunma sanayisi de radarımızda ve üstünde de epey etüt yapıyoruz, mesai harcıyoruz." dedi.
- "2019'daki seçimlerden sonra Türkiye çok daha hızlı gidecek"
Türkiye ekonomisinde enflasyon ve yüksek faizin dışında dış ödemeler dengesi üstünde de ağırlıklı olarak durmak gerektiğine işaret eden Polat, şöyle konuştu:
"Bizim dış ödemeler dengemizin verdiği açık, yüksek faiz ve enflasyonun oluşmasına neden oluyor diye düşünüyorum. Büyümenin daha hızlı gitmesi lazım. Türkiye'nin gayri safi milli hasılası, bu nüfusuyla, bu konumuyla, bu insan gücüyle trilyon doların üstüne çıkmalı. Bunun için birinci kural da Türkiye'nin kesinlikle topyekün, milletçe yatırıma ve istihdama katılımının sağlanmasıdır. 2019'daki seçimlerden sonra Türkiye'nin çok daha hızlı gideceğini düşünüyorum. Bir de hakikaten Suriye meselesinden bir kurtulsak, Avrupa ve ABD ile ilişkilerimiz eskisi gibi olsa, ben Türkiye'nin büyümesinin katlanarak artacağını, gayri safi milli hasılasının trilyon doların üzerine çıkacağını, dış ticaret açığının minimumlara ineceğine inanıyorum. Zaten bunlar olduğu anda enflasyon ve faiz düşecek, döviz kurları da gerileyecektir."
Polat, enflasyonun tek haneye tekrar geleceğini belirterek, "Bizim de iş adamı olarak devletimize, hükümetimize kendi imkanlarımız, bilgimiz çerçevesinde yardımcı ve destek olmamız lazım. Ben şahsen bir vatansever olarak bu yönde elimden geleni yapıyorum, yapmaya da devam edeceğim." ifadelerini kullandı.
- "Avrupa, Türkiye'ye karşı akıllıca düşünmüyor"
Avrupa ülkelerinde Türkiye aleyhine algı operasyonları yapıldığına değinen Polat, "Avrupa esasında bence çok akıllıca düşünmüyor. Oysa sağlam, güçlü bir Türkiye, Avrupa için çok önemli bir garantör ülke olur. Özellikle Orta Doğu'ya bir köprü olduğu için. Eğer Türkiye güçlü kuvvetli bir ülke olmasaydı, kapılarını açsaydı, Avrupa'ya 4 milyon mülteci gitseydi, Avrupa'nın halini düşünebilir misiniz? O dönemde Cumhurbaşkanımızın bir projesi vardı. 'Türkiye ile Suriye arasında bir tampon bölge yapalım, oraya yatırım yapıp, bu insanları orada barındıralım, Türkiye'ye, oradan da Avrupa'ya gelmesinler' diye düşünülmüştü. Hiçbir Avrupa ülkesi kabul etmedi. Halbuki bu çok doğru bir projeydi. Hem bütün mülteci akını kesilmiş olacaktı hem de o insanlar belli bir refah içinde hayatlarını sürdürebileceklerdi." yorumunu yaptı.
Kendisinin aynı zamanda Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türk-Macar İş Konseyi Başkanı olduğunu hatırlatan Polat, iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmek için ciddi çaba sarf ettiklerini dile getirdi.
Macaristan-Türkiye ilişkilerinin iyi gittiğini aktaran Polat, şu an 3 milyar dolar seviyesinde bulunan iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2023 yılına kadar 5 milyar dolara çıkarılmasını hedeflendiğini söyledi.
Türk yatırımcıları Macaristan'da yatırım için teşvik ettiklerini ifade eden Polat, "Avrupa'nın Türkiye'ye karşı tutumu dolayısıyla 'Made in Turkey' damgalı ürünler için ne yazıktır ki bir handikap oluşuyor. Ama Türk üreticiler, üretimlerinin bir kısmını Macaristan’da gerçekleştirip, Avrupa'nın merkezindeki bu ülkede son ürün haline getirdikleri ve altına da 'Made in Hungary' veya 'Made in Europe' yazdıkları vakit, bu sefer daha kolay ihracat yapabiliyorlar. Türk yatırımcılar şimdi bunu gördü. Macaristan da bu konuda ciddi teşvikler veriyor. Örneğin kurumlar vergisi çok düşük. Dolayısıyla orada ciddi bir Türk yatırımı oluşmaya başladı. Hiç olmazsa bizim orada bir kalemiz olsun. Ekonomisinde söz sahibi olabileceğimiz ve ihracatımıza katkısı olacak bir merkez olsun." görüşlerini aktardı.
Macaristan'da sosyal ve kültürel alanda da çalıştıklarını anlatan Polat, Kanuni Sultan Süleyman ile Macaristan'a giden Anadolu erenlerinden biri olan Gül Baba'nın türbesinin 28 sene evvel Ege Seramik olarak bakımını yaptıklarını, ardından Macarlara Gül Baba Vakfı'nı kurdurduklarını, kendisinin de bu vakfın başkanlığını yaptığını dile getirdi.
Şimdi Türkiye ve Macaristan iş birliğinde Gül Baba Türbesi'nin kapsamlı restorasyonunun yapıldığını aktaran Polat, "Macaristan'da Kanuni Sultan Süleyman'ın mezarından külliyelere kadar 600'e yakın Osmanlı eseri var. Hepsini Gül Baba Vakfı altına aldırmaya çalışıyorum. Türkiye ve Macaristan'ın kaynaklarıyla ecdadımızın, Osmanlının oradaki bütün eserlerini tek tek ihya etmeye çalışıyoruz. Gül Baba'nın türbesi için inşallah orada muhteşem bir açılış yapacağız. Bu Türk-Macar dostluğunu perçinleyen bir unsur olacak. Macarlar, Türkleri seviyor." değerlendirmesinde bulundu.
Yorum Yazın