Prof. Dr. Ali Aydın seminerde Ülkemizin içinde bulunduğu coğrafyanın milyonlarca yıllık geçmişinden, günümüz deprem bölgelerine, yerleşim yerlerindeki fay hatlarından binaların yapılışı ve içinde kullanılan malzemelerin önemine kadar birçok konuda önemli bilgiler verdi.
Depremin fiziki açıklamasının ne olduğunu, depremin tanımını ve depremin nasıl gerçekleştiğini depremin binaları nasıl yıprattığını, hâlihazırda Denizli’de sismik aktivitelerin nerelerde olduğunu ve nasıl gerçekleştiğini buna istinaden sismolojik hareketlenmeler ve fay hatları hakkında da çeşitli bilgiler veren Prof. Dr. Aydın seminerde yaptığı konuşmada ilk olarak yapılardaki kusurlara değinerek şunları kaydetti: “Ülkemiz, tarih boyunca en büyük depremlerin yaşandığı bölgelerin başında geliyor. Yapılarımızı inşa ederken özellikle zemin etütlerinin yapılması, sulak ve bataklık arazilerin yerleşime açılmaması gerekir. Yapı denetim firmalar tarafından yapılmalıdır. Binalarımızı yaparken malzemeden tasarruf yapmamak gerekir. Malzemesi eksik olan binaların yaşadığı sorunlara ek olarak binaların sağlam olduğunu düşünsek bile zamanla içerisindeki kullanılan malzemeler korozyona uğrar. Binalar bu şekilde yorulur. Bununla birlikte ülkemizde çok katlı apartmanların oranı oldukça fazladır. Tek katlı müstakil yapılar daha sağlıklıdır.”
Seminerin devamında Denizli’de yapılan zemin araştırmalarına da değinen Prof. Dr. Ali Aydın, Denizli’nin yerleşim yeri olarak derelerin taşıdığı malzemelerin bulunduğu bir bölgeye kurulmuş bir şehir olduğunu, şehrin binlerce yıllık geçmişi olduğunun altını çizdi. Denizli’nin geçmişten bugüne sulak bir arazi olduğunu belirten Prof. Dr. Aydın, bazı bölgelerimizin zemin etüdü kapsamında asla imarı olmayan alanlar olduğunu vurguladı. Ege Bölgesi’nin geçmişine değinen Prof. Dr. Ali Aydın, Ege Bölgesi’nin Hierapolis, Laodikeia ve Tripolis gibi antik kentlere ev sahipliği yaptığını ve bu yerleşim alanlarının tarihte olan depremler sonucu yıkıldığını, yapılan arkeolojik çalışmaların bunu ortaya çıkarttığını belirtti.
Prof. Dr. Ali Aydın Denizli’de riskli gördüğü başlıca yerler arasında; kaya uçmaları ve kitle hareketlerine müsait bir bölge olan Bağbaşı, Yenişehir Servergazi Türbesi kuzeyinde yer alan düzlük ve sazlık alanın olduğu, genel olarak bitişik yapılaşmanın olduğu, İstiklal, Saltak Caddesi, Atatürk Caddesinin de içinde bulunduğu nispeten düşük kotlarda yer alan ve çarpık kentleşmenin olduğu alanlar, Üçler-Sümer Park Yolu çevresinin de içinde bulunduğu, Gökpınar Baraj Havzası’nın bulunduğunu belirtti. Prof. Dr. Aydın konuşmasında deprem ve zemin hususu konularına da yer vererek, Fethiye-Burdur Fay Hattı’na dikkat çekti ve en büyük depremin bölgemizde meydana geleceğini vurguladı. Teknik elemana vurgu yapan Prof. Dr. Ali Aydın, deprem mühendisliğinin kurulması gerekliliğine dikkat çekerek, eleman olarak da patlatma ve yıkım mühendisliğinin kurulmasının gerekliliğine değindi.
Son olarak, kampüs bölgesinin iyi bir zemin üzerine kurulduğunu, Üniversitemizdeki yapıların genelinin deprem yönetmeliğinden sonra yapıldığını, Kurumumuzdaki binaların sağlam ve güvenli olduğunu sözlerine ekleyerek konuşmasını sonlandırdı.
Yorum Yazın