Prof. Dr. Raşit Urhan, Doç. Dr. Mehmet Karaca ve doktora öğrencisi Esat Kızılkaya ile Denizli İl Şube Müdürlüğü Doğa Koruma ve Milli Parklar personelinin katılımıyla; Işıklı Gölü, Acıgöl ve Beylerli Gölü’nde gerçekleştirilen ve iki günde tamamlanan sayım sonucunda 33 farklı türde 22 bin kuş tespit edildi.
Sayımlar sonucunda elde edilen veriler, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na gönderildi. Türkiye genelinde elde edilen veriler, bakanlık tarafından derlenerek rapor haline getirilecek.
Prof. Dr. Urhan: “Son 15-20 yıllık sürece baktığımızda kış ayları için tür ve kuş sayısı oldukça az”
PAÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Raşit Urhan gerçekleştirdikleri çalışma ile ilgili olarak şu bilgileri verdi: “Sulak alanlar ve türler bazında su kuşu popülasyonlarının kısa ve uzun vadede gösterdikleri değişimleri, türlerin kış aylarındaki dağılımlarını belirlemek ve ortaya çıkan veriler ışığında alanlar ve kuş türleri için koruma öncelikleri oluşturmak amacıyla Kış Ortası Su Kuşu Sayımı (KOSKS) yapılmaktadır. Göllerdeki türlere göre dağılıma ve son yıllardaki değişime bakıldığında kış ayları için tür ve kuş sayısının oldukça azaldığını görülmektedir. İki gün süren sayımlar sonucu 33 farklı türde 22 bin kuş tespit ettik. Kimilerine bu sayı çok fazla gelse de bu sayının türlere göre dağılımına ve son 15-20 yıllık sürece baktığımızda kış ayları için tür ve kuş sayısı oldukça azdır. Yanlış bir inanışa göre kuşların göç yollarının değiştirildiği söylentileri var. Göç yolları binlerce yıllık sürecin ürünüdür. İnsan eliyle değiştirilmesi neredeyse imkânsızdır. Siz kuş olsanız besinin bol olduğu, avcıların canınıza kastetmediği, temiz ve güvenli alanları mı tercih edersiniz yoksa tam tersi yerleri mi? Hiç kimse yaptığı hataların sonucunu kabul etmek istemiyor ama yaptığımız yanlışlarla yüzleşmemiz gerekiyor. Tür sayılarındaki değişimler bizlere bazı önlemler alınması için önemli mesajlar veriyor.”
Prof. Dr. Urhan Çözüm Önerilerini Sıraladı
Prof. Dr. Raşit Urhan sözlerine şöyle devam etti: “Dalıcı ördek türleri azalırken yüzey ördeklerinin artması, kirliliğe bağlı olarak taban bitkilerinde artış yaşandığını ve flamingoların artık gölde daha fazla görülmesi ışıklı gölünün sığlaştığını göstermektedir. Çivril ovasının hayat kaynağı olan bu göl için suyun daha akılcı ve planlı kullanılması gerekmektedir. Acıgöl’deki en büyük problem ise su miktarının azalmasıdır. Küresel iklim değişikliğine ve yağışlardaki düzensizliğe bağlı olarak Türkiye’deki pek çok sulak alanda görülen problem maalesef bu gölümüzde de var. Bu yüzden yapılacak en önemli çalışma suyun akılcı ve planlı kullanılması olacaktır. Av koruma faaliyetlerinin sıklaştırıldığı ve etkin bir şekilde yapıldığı ilimizde bu göller için en azından bazı bölgelerinin ava kapatılması kuşlar açısından faydalı olacaktır.”
Yorum Yazın