Denizli AGD’nin Toplantı Salonunda Maske ve Sosyal Mesafeye dikkat edilerek gerçekleştirilen Salı Sohbetlerinde bu haftanın konuğu Milli Gazete Yazarlarından Eğitimci Yazar Şakir Tarım oldu. Tarım, bu haftanın konusu olan Hz Peygamber (s.a.v) ve Eğitim konusunu katılımcılara anlattı.
Tarım, konuşmasında şunları aktardı; Eğitimin geleceğimizi ilgilendiren en önemli alan olduğunu, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) her alanda olduğu gibi "eğitim" alanında da bize örnek olduğunu söyledi. O'nun örnekliğine "Rehber-i kül - her alanda örnek" denirdi. Kitab'ın uygulanmasını esas almıştı. İlk inen ayetler bize "okumayı, öğretmeyi, yazmayı" anahtar kavramlar olarak veriyordu.
Kitab'ın ilk inen ayeti "İkra' - Oku" buyruğuyla başlıyordu. Bu okuma eyleminin "Allah'ın ismiyle, Allah'ı tanıyarak olması isteniyordu. İslam'ın eğitim anlayışı "besmele" üzerine kurulmuştu. Çünkü, Allah'ın sıfatlarından biri "ilim"di. Onun bilgisi yerleri ve gökleri kuşatan, her şeyi içine alan bir bilgiydi. Her şeyi içine alıyordu. "Her şeyi hakkıyla bileni" tanımadan ilimde mesafe alabilmek mümkün değildi. İlimden insana ancak bir cüz verilmişti. Bu yüzden ilim Allah'ın insana bir hibesi, ihsanı, iyiliğiydi. Okuyan ilim öğrenirdi. Bir malumat kabilinden değil; o ilmi yaşamak ve başkalarına öğretmek için. "İlmin zekatı onu bilmeyene öğretmekti." (Hadis) Yine, alim bencil olamazdı. Onu diğer insanlara ulaştırmak için yazılması gerekirdi. Söz uçar, yazı kalırdı. Ulemanın bize eserler bırakması bu yüzden.
PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.) İDEAL ÖRNEK
Eğitimin "etken unsur"u öğretmendir. Allah Resulü (s.a.v.) "Ben muallim olarak gönderildim" buyurur. O'nun (s.a.v.) 23 sene gibi kısa bir sürede dünyanın en kötü, en bedevi toplumunu, bütün insanlığa ideal model oluşturacak bir toplum inşa etmesi eğitimciliğinin zirvede, ideal noktada bir örnek olduğunu göstermektedir. Bu örneklik yalnız Efendimiz'e (s.a.v.) nasip olmuştur. Kur'an önce insanı tanıtır, sonra onun özelliklerini dikkate alarak hamlıklardan, çiğliklerden uzaklaşıp olgunlaşmasını, bütün insanlığa faydalı hale gelmesini sağlar.
Efendimiz (s.a.v.) eğitimde muhatabının dikkatini uyanık tuttuğunu, merak ve ilgisini uyandırdığını; bunun için de soru-cevap yöntemini benimsediğini görmekteyiz. Bir sabah namazı sonrası sahabelerine dönerek 3 soru yöneltmesi, bu soruları kimin bileceğini araştırması, cevaplara itirazı olanların da sözünü kesmeden sonuna kadar dinlemesi ve sonuca onları izah ve ikna ederek ulaşmasını görmekteyiz. İzah ve sonuçtan herkes memnundur.
Mehmet Akif'ten öğretmenin özellikleri: "Muallimim, diyen olmak gerektir, imanlı, / Edepli, sonra liyakatli, sonra vicdanlı / Bu dördü olmadan olmaz, vazife, çünkü büyük..." Öğretmende mutlaka bulunması istenen 4 vasıf: "İman, 2. Edep, 3. Liyakat (alanında ehil, bilgi ve uygulaması olması) 4. Vicdan. Bu özelliklere sahip öğretmen hedefini bilir, istikamet sahibi olur. İnsan en kıymetli, zor anlaşılır bir varlıktır. Öğretmen Allah'a ve insana karşı sorumludur. Öğrencisini hangi noktaya ulaştıracağını bilir. Böyle bir öğretmen elinde yetişen öğrenci hedefini gözetir; "şuurlu" olur.
ÖĞRETMEN İNSAN YETİŞTİRME KOMUTANIDIR
Japonların Rus-Japon savaşlarında başarılı olmuş efsanevi bir komutanları var: Amiral Tago! Savaş bitince onun için bir teşekkür töreni düzenlenir. Zamanın Japon başbakanı minnettarlığını bildirir ve ona her istediği mevkiyi vereceğini bildirir. Tago kürsüye geldiğinde şöyle der:
-Gösterdiğiniz ilgiye teşekkür ederim. Hiçbir savaş insan yetiştirme mücadelesinden daha önemli değildir. Meydan savaşlarını kazanmak isteyen milletler önce "insan yetiştirme mücadelesini" kazanmak zorundadır. İnsan yetiştirme mücadelesinin komutanları öğretmenlerdir. Bana bir ödül vermek istiyorsanız, beni ülkemin herhangi bir köşesinde, herhangi bir okuluna öğretmen olarak görevlendirin ki, ömrümün kalan yıllarında yeni Tagolar yetiştireyim!"
Yeryüzünün en mükemmel varlığı olan insan kolay olgunlaşmıyor. Usta, bilgili, sabırlı, fedakar, alanında donanımlı öğretmenler gerektiriyor. Sevgi, şefkat, merhamet öğretmenlik mesleğinin mayasıdır. İnsanı sevemeyen boşuna bu alana girmesin. "Sevgi - ilgi - bilgi" üçlüsü eğitimin vazgeçilmezidir. Eğitim yapmak başka, eğitim yapıyor gibi görünmek başkadır.
Öğrenmek isteyen kişi, işe "okuma" eyleminden başlayacak. Okumadan, bir hocaya varmadan, emek sarf etmeden ilimden bir pay elde edemeyiz. Günümüz eğitimi okumayan, düşünmeyen, araştırmayan, sorgulamayan nesiller yetiştiriyor. Biz okuyacak, düşünecek, araştıracak ve sorgulayacağız. Kendimizi yetiştirmenin, mesafe almanın yolu bu!
Yorum Yazın