O öldüğü zaman sevdiğine, yani yaradanına kavuşacaktı. Onun için Mevlâna’nın ölüm gününe düğün günü veya gecesi manasına gelen "Şeb-i Arus" dediğini vurgulayan Başkan Filiz devamla şu ifadelere yer verdi:
“ Ölümsüz aşk istiyorsan, ölümsüze âşık ol. Aşk nasip işidir, hesap işi değil. Aşk adayıştır, arayış değil. Sen adanmış ve yanmışsan bu uğurda, aşk sana uzak değil!” diyerek Ömrünü ilahi aşka adamış, ölümünü en mutlu gün diye beklemiş evrensel bir sevgi timsali olan Mevlana’nın şiirlerini okuyanların hasret ve vuslat vurgusunu fark etmemesi mümkün değil. İşte bu yüzden onun ölüm yıldönümü, bir yas günü olarak görülmüyor, kutlama törenleriyle yad ediliyor. Anısına düzenlenen ‘Şeb-i Arus’ törenleri de ‘düğün gecesi’ anlamına geliyor. Mevlana Allah’a kavuşacağı günü hasretle bekleyip bu bekleyişi eserlerine yansıtmıştır.
Mevlana’nın işlediği konular yılların tasavvuf konulardır. Mevlana’yı etkili kılan ise onun sarsıcı ve duygu dolu söylemleridir. Aşkı ön planda tutarak hiçbir ayrım gözetmeden insanları gözetmesi onu, bugünlere kadar taşımıştır. Duygu ve heyecan onun varlığında oldukça iyi bir yere sahiptir, bu bakımdan o, aydın ve ulema kimliğinin yanında Allah aşkı ile yanan bir derviştir. Bu bakımdan da hala çok sevilmekte ve sayılmakta eşsiz yaşantısı, değerli fikirleri ve eserleriyle, hikmetli söz ve öğütleriyle sadece kendi zamanına değil tüm zamanlara ve sadece kendi topraklarına değil, tüm dünyaya ışık saçan bir fikir adamı, evrensel bir şahsiyet olma özelliğini taşımaktadır .
"Ne olursan ol yine gel" sözü ile Dil, din, ırk, mezhep ayrımı gözetmeden birlik olmaya, kardeş olmaya, barışa ve hoşgörüye "Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol" söylemiyle insanlığı dürüstlüğe ve doğruluğa çağıran Mevlana’nın Şiddetten arındırılmış, herkesin birbirine hoşgörüyle yaklaştığı bir dünya için sesine kulak vermek gerekir. Hz. Mevlana’nın öğüt niteliğinde olan her bir söylemi, her bireyimiz için yol gösterici bir klavuz niteliğindedir
‘Bizim dergahımız umutsuzluk dergahı değildir’ seslenişi ile fazilet dolu, iman ve heyecan yüklü mücadele ruhunun, imrenilecek duruşunu özetliyen Mevlana; Başucu niteliğindeki eserlerinde hoşgörü, tevazu, cömertlik, şefkat ve merhamet konularında ders niteliğinde öğütlerde bulunarak, tüm insanlığa yol gösterici olmuştur. O’nda ümitsizliğin tortusu yoktur. O’nun kapısından karamsarlık ve çaresizlik girememiştir.
İlahi yolculuğunu “Hamdım, Piştim, Yandım” sözleriyle bizlere özetleyen Mevlana ölümünün ardından dostlarına üzülmeyin diyerek vasiyette bulunarak; “Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız! Bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir” diye sesleniyordu.
Bu düşüncelerle insanlık adına ayrılıkların değil vuslatların, mutsuzlukların değil sevinçlerin daha fazla yaşandığı bir dünya ümit ediyor, Hazreti Mevlana’yı Hakk’a yürüyüşünün seneyi devriyesinde tekrar rahmet ve hürmetle anıyorum. O’nun tasavvufu, irfan, hakikat ve aşk âleminde olgunlaşmak, her kim ve ne olursak olalım bizleri davet ettiği dost meclisinde buluşmak umuduyla, çocuklarımızın ve gençlerimizin o ve onun gibi gönül sultanlarının güzel hasletlerini öğrenerek yetişmelerini temenni ediyorum. Onun şahsında ilmi, idrak ve irfanlarıyla gönüllerimizi aydınlatan tüm manevi rehberlerimize Allah'tan rahmet dilerim.”
Yorum Yazın