İSTANBUL (AA) - Murat Birinci - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB), 23 Mayıs'ta gerçekleştirdiği ara Para Politikası Kurulu'nda (PPK), Geç Likidite Penceresi (GLP) borç verme faiz oranını 300 baz puan artırdıktan sonra 28 Mayıs'ta yaptığı açıklamada da sadeleşme adımına gideceğini duyurdu.
Para politikası operasyonel çerçevesine ilişkin sadeleşme sürecinin tamamlanmasıyla 1 Haziran'dan itibaren bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının Merkez Bankası politika faizi olacağı belirtilmişti. 1 Haziran'dan itibaren politika faizini fonlama faizine (yüzde 16,50) eşitleyen Merkez Bankası, faiz koridorunun da bu orana kıyasla eksi/artı 150 baz puanlık bir marj ile belirleneceğini açıklamıştı.
Ekonomistler, yarın gerçekleştirilecek PPK toplantısında Merkez Bankası'nın, ek faiz artırımına gitmeden önce, halihazırda sahip olduğu politika araçlarının yarattığı alanı etkin olarak kullanmayı tercih edeceğini belirterek, politika faizinde değişiklik yapmayacağı öngörüsünde bulundu.
PPK toplantısında ekonomistlerin beklentileri doğrultusunda politika faizinde bir değişiklik yapılmaması ve faizin yüzde 16,50'de sabit bırakılması halinde, borçlanma faiz oranı (faiz koridorunun alt bandı) yüzde 15,00, marjinal fonlama oranı (faiz koridorunun üst bandı) yüzde 18,00 ve GLP faiz oranı da yüzde 19,50 olacak.
"İlave faiz artışı ihtimali bana göre düşük görünüyor"AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, Merkez Bankası'nın 23 Mayıs'taki olağanüstü PPK toplantısında, GLP faizini 300 baz puan artışla yüzde 16,50 seviyesine yükselttiğini, ayrıca, para politikası operasyonel çerçevenin sadeleştirilmesi sürecinin tamamlanmasına ilişkin nihai adımın atıldığını ve yüzde 16,5 olarak belirlenen bir hafta vadeli repo faizinin tüm fonlamanın sağlanacağı kanal olarak yeniden politika faizi niteliğine kavuştuğunu hatırlattı.
Bürümcekçi, şunları kaydetti:
"TCMB'nin söz konusu toplantı özetlerinde ise karar metninden çıkarılan 'gerekirse ilave parasal sıkılaşma yapılabilecektir' cümlesinin yer alması dikkati çekmişti. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve TCMB Başkanı Murat Çetinkaya'nın Londra ziyaretinde de gerekirse ilave sıkılaşma yapılacağı mesajı verildiğinden de bahsedilmişti. Ancak 23 Mayıs'taki toplantıda 300 baz puan faiz artışına gidilmesi ve para politikası çerçevesinde sadeleşmenin gerçekleşmesi nedeniyle ilave faiz artışı ihtimali bana göre düşük görünüyor."
"Sadeleşme adımı parasal sıkılaşmada önemli alan yarattı"Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvcı Tokalı da enflasyonda son dönemde gözlenen hızlanma ve kur etkisiyle ilgili devam eden risklere karşın TCMB'nin, olağanüstü toplantıyla açıkladığı sert faiz artırımı ve akabinde gerçekleştirdiği sadeleştirme adımlarıyla parasal sıkılaşmada önemli bir alan yarattığını belirtti.
"Faiz artışı beklemiyorum"QNB Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı ise piyasada, "Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve TCMB Başkanı Murat Çetinkaya'nın Londra ziyaretinin ardından TCMB'nin enflasyondaki yükselişe faiz artırarak tepki vereceğine" dair bir beklenti oluştuğunu ifade etti.
Kanlı, yarınki PPK toplantısında bir faiz artışı beklemediğini dile getirerek, "Bu beklentime dair ilk argümanım, TCMB'nin faizi 300 baz puan artırırken zaten mayıs ayındaki yıllık enflasyonun artacağından haberdar olması... Üstelik basitleştirme adımından bir gün önce yaptığı konuşmada TCMB Başkanı Çetinkaya, faizin mevcut seviyesini yeterli bulduklarını ifade etmişti." şeklinde konuştu.
"Herhangi bir faiz değişikliği beklemiyoruz"Tacirler Yatırım Araştırma Müdürü ve Başekonomist Özlem Bayraktar Gökşen, PPK toplantısında herhangi bir faiz değişikliği beklemediğini ifade ederek, özellikle son dönemdeki TCMB iletişiminde, "23 Mayıs'ta gerçekleştirilen 300 baz puanlık faiz artırımı ve sonrasında operasyonel çerçevedeki sadeleştirme ile beraber mevcut para politikası duruşunun enflasyon baskılarını azaltabilecek yeterlilikte görüldüğü" sinyalinin ön plana çıktığını kaydetti.
Gökşen, "Baz senaryomuzda, herhangi bir değişiklik beklemiyor olmamıza rağmen kur tarafında sadeleştirme adımı sonrası yaşanan rahatlamanın yerini yine bir miktar baskının aldığı düşünülür ve enflasyon tarafına baskı yaratabileceği endişesi doğarsa ölçülü bir adımın yapılabileceğini de göz ardı etmiyoruz." ifadesini kullandı.
Gökşen, düşük olasılık olsa bile 50 baz puanlık bir faiz artırımı ihtimalini de göz önünde bulundurduklarını söyledi.
AA Finans anketiAA Finans'ın PPK toplantısına yönelik 22 ekonomistin katılımıyla gerçekleştirdiği piyasa beklenti anketine göre, ekonomistlerin 12'si bir hafta vadeli repo ihale faiz oranında (politika faizi) değişiklik beklemezken, 10 ekonomist politika faiz oranında 50 ila 100 baz puanlık artış öngörüyor.
Yorum Yazın