AV.OSMAN TABU'NUN 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ MESAJI

Kadınlar üzerinde asırlardır süregelen cinsiyet eşitsizliğine dayalı baskıcı yaklaşımlar, dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de yaygın olarak devam etmektedir. Kadınların iş yaşamına katılımından siyasi yaşama katılımına, eğitimden sosyal yaşama kadar bir çok alan hala eşitlikçi olmaktan uzaktır. Ve hatta son dönemlerde kadınların sosyal yaşamdaki konum ve hakları, yakın geçmişimizle kıyaslandığında gerilemiş durumdadır.Örgün ve karma eğitimin terk edilmekte olduğu, ataerkil aile yapısının ısrarla özendirildiği, kadının doğuştan zayıf ve eksik olarak gösterilmeye çalışıldığı, kadınlar hakkındaki kararların fikri bile sorulmaksızın hemen hemen tümüyle erkekler tarafından alınmaya çalışıldığı bu dönemde; evden çıkarılmamaya çalışılan bir kadın portresi ortaya çıkmaktadır. Öyle ki din adına fetva verdiğini savunan bir kısım soytarılar, kadınların dayak yedikleri için şükretmesi gerektiğini söyleyecek kadar sapkınlığa düşmüşlerdir.Kadınlar toplumsal yaşamın aynasıdır, zira yaşamın içinde en fedakâr olan kesim şüphesiz kadınlardır. Yaşamın tüm zorluklarına karşı evi, çocuğu, ailesi için, ilk başta, kimseyi beklemeden ve gözünü kırpmadan büyük fedakârlıklar üstlenen kadınların; toplumsal düzenin çelişkilerinden en başta etkilenecek ve en korumasız kesim olduğu ortadadır. Kadınların yaşamı ne kadar değerliyse, o toplumun refah seviyesi o ölçüde yüksektir.Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün “Dünyada hiçbir milletin kadını, kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez” sözüyle kurtuluş ve kuruluştaki hakkı teslim edilen Türk Kadınının sosyal yaşamda, hukukta, iş yaşamında hakettiği yüce yere gelmesi Cumhuriyetin temel amaçlarındandır. Evde, işyerinde, tarlada, fabrikada emeğiyle değerler üreten tüm kadınlarımızı saygıyla selamlıyor, çağdaş ve uygar Türkiye’nin aydınlık geleceğinin öncüsü olarak kadınlarımızın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutluyoruz.