Kemer Barajı’nı besleyen Akçay’ın Aydın, Muğla ve Denizli sınırlarında kesiştiği noktada binlerce yıl içerisinde oluşmuş Arapapıştı Kanyonu’na Erdoğan Eliküçük ve doğasever ekibi ile birlikte akıllardan çıkmayacak bir yürüyüş gerçekleştirdiler.
Arapapıştı Kanyonu yürüyüşünün hoş bir anı kaldığını ifade eden Erdoğan Eliküçük şunları kaydetti.
Eliküçük: ‘Başlıktaki Arapapıştı Kanyon’unda bir yürüyüş tanımlamasını belki yadırgadınız. Doğrudur. Çünkü birkaç yıldır bu kanyonla ilgili tanıtımlar yapılırken ve tekne turları yapılırken aklınıza hep su üzerinde gezinti olarak hafızalarınızda kaldı. Bugün Arapapıştı kanyonunun bir başka güzelliğinden bahsedelim. Arapapıştı Kanyonu’nun mitolojik tanımından çok bahsedildiği için tekrarlamıyorum. Şöyle ki; Arapapıştı Kanyonu’na kimlik kazandıran, Akçay’ın doğduğu yeri, topraklarına bereket kattığı geçtiği köyleri, Yenidere ve Göktepe Çaylarını da kendisine katıp mola verdiği Kemer barajından geçerken ulusal enerji ihtiyacımıza katkı sağlayıp Aydın’ın Yenipazar ilçesinde Menderes Nehri katılıp, Aydın ve Söke ovaları topraklarına bereketlendirdikten sonra antik kent Milet’in hemen önünde denize ulaşarak oluşturduğu deltayı gözlemledim ve fotoğrafladım.
Akçay’ın özellikle baraj kısmında baraj suları çekildikten sonra eşine az rastlanır bir doğa yürüyüşü kulvarı oluşur. Sadece doğa yürüyüşü demek eksik kalır. Antik dönemden kalan kalıntıları görme isteği olanlar içinde kültürel bir değer taşır. Yürüyüş yolu üzerinde bulunan kaya mezarı ve Yarımada’da bulunan kalıntılar, içinden küçük uçakların bile geçebileceği kayada doğal olarak oluşan delik taş ve hemen önündeki o yörede Asar olarak adlandırılan yine bir başka yarımadadaki M.Ö. 3000’lere tarihlenen yapılar ve hala büyük bir kısmının duvarları ayakta duran Gavur Evleri antik kenti, kültürel anlamda görülmesi gereken yerlerdir. Gavur Evleri’nin 1. Derece sit bölgesi tescili, tarafımdan 3 yıllık bir uğraşı sonunu yaptırılabilmiştir. Ayrıca Akçay’ın, önünden geçtiği İnceğiz, Seyrikönü, Dambelen köyleri de arkeolojik incelemeler sonucunda tarihi değerlerin ortaya çıkması Kafdağı’nın ardındaki bir öngörü değildir. Yapılan yüzey araştırmaları ve kurtarma kazıları bu öngörümü doğrular niteliktedir.
Bölgedeki birkaç çobanın ya da av meraklıların ayak bastığı bu alan Kale ile Muğla’ya bağlayan akarsu üzerindeki köprü başlangıcında inip akarsuyun akış istikametinde yaya olarak devam edilerek başlanır. Su seviyesi yürüyüşü engelleyecek düzeyde değildir. Yaklaşık 2 saatlik bir yürüyüşten sonra, Yenidere Çayı’nın Akçay’a katıldığı alana gelinir. Yine suyun akış istikametinde devam edilerek kaya mezarı ve ören yerine ulaşılır. Kaya mezarında kısa bir mola verilerek yine suyun akışı yönünde devam ettik.15-20 dakikalık bir yürüyüşten sonra Göktepe Çayı da size katılır. Göktepe Çayı’nın geldiği vadiye giderek, kah akarsuda yürüyerek kah yeşillikler içinde yürüyerek Çamoluk köyüne ulaşarak yürüyüşümüzü tamamladık.’ diyerek ifade etti.
Yorum Yazın