ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "28 Şubat döneminde örneklerine sıkça rastladığımız argümanlar Avrupa'da da tedavüle sokulmaya başlandı." dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium'da, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığınca düzenlenen 2. Uluslararası İş'te Kadın Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, zirvenin, ülke millet ve kadınlar için hayırlara vesile olmasını diledi.
Ülkedeki tüm kadınların 5 Aralık Kadın Hakları Günü'nü tebrik eden Erdoğan, şair Erdem Bayazıt'ın "Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair" şiirinden "Yürekleri Akdeniz gibi geniş, soluğu Afrika gibi sıcak" dizesiyle tüm kadınları selamladığını söyledi.
Erdoğan, kendilerini ileri demokrasinin beşiği olarak takdim eden birçok ülkeden seneler önce kadınlarına seçme seçilme hakkını vermiş bir devlet olarak gururlu olduklarını dile getirdi.
Cumhuriyetin banisi Gazi Mustafa Kemal'in bu adımı atarken neyi hedeflediğinin, gelecekte nasıl bir Türkiye tasavvuru kurduğunu da çok iyi bildiklerinin altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Maalesef Gazi'nin hedeflediği tablo çok uzun yıllar hayal olarak kalmış, gerçeğe de dönüşememiştir. Bunun sebebi de Gazi Mustafa Kemal'den sonra CHP'nin genel başkanlık koltuğuna oturanlar, 1940'ların İtalya ve Almanyasına öykünen CHP dönemi idarecileri bu ülkelerden ilham aldıkları faşizan politikaları maalesef Gazi'nin ismini kullanarak millete dikte etti. Her ne kadar Türkiye'deki kadınlar 1934 yılında seçme seçilme haklarını elde etmişlerse de çok uzun süre haklarını gerçek manada alamadılar.
Türk siyasetinin kapıları uzun dönem ülkemizdeki kadınların kahir ekseriyetine kapalı kalmıştır. Sadece siyasetin değil üniversiteler başta olmak üzere eğitim, öğretim kurumlarının da kapıları kapalıydı. Kadınlara seçilme hakkı verilmesinden 65 yıl sonra Merve Kavakçı kardeşimin TBMM çatısı altında neler yaşadığını hepimiz gayet iyi hatırlıyoruz. Sırf başörtüsüyle Meclis'e girdiği için kendisine dönemin başbakanı tarafından yapılan hakaretleri unutmuş değiliz."
Erdoğan, aynı şekilde üniversitede okumak isteyen kızlara da hangi yabancı ülkelerin adres gösterildiğini de çok iyi bildiklerini aktardı.
2007 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde birilerinin sürekli bu tür konuları gündeme getirdiğini de iyi bildiklerini belirten Erdoğan, "Unutmayın '411 el kaosa kalktı' manşetlerinin esas atılma sebebi de yine kadınlarımızın hak ve özgürlüklerini genişletme hamlelerimizdir. Hatta bu yüzden partimiz kapatılma davasına maruz kalmıştır. Türkiye'nin kendisine ve tarihine asla yakışmayan bu utanç sahnelerine son verebilmesi ancak AK Parti'nin kararlı mücadelesiyle mümkün oldu." değerlendirmesinde bulundu.
"Anaların ayaklarının altını öpmeyi ihmal etmeyin"
"Cenneti annelerin ayağının altına seren bir din kadını aşağılayabilir mi?" diye soran Erdoğan, şunları söyledi:
"Anaların ayaklarının altını öpmeyi ihmal etmeyin, öpün. Orada cenneti bulursunuz, orada cennetin kokusunu hissedersiniz. O, bambaşka bir dünyadır. Vatanı bile 'anavatan' olarak tanımlayan bir millet, kadını yok sayabilir mi? Bizden başka böyle bir millet yok. Topraklarına bile 'Anadolu' diyen bir kültür, kadını örteleyebilir mi? 'Kadın insandır, erkek insanoğlu' diyen bir gelenek kadını değersizleştirebilir mi? Elbette hayır. Tüm bu gerçeklere rağmen neden hala birileri kadınlar üzerinden din ve millet düşmanlığı yapıyor. Niçin bu kesimler DEAŞ gibi bir katiller sürüsünün kadına yönelik aşağılık tavırlarını Müslümanlara yamamaya çalışıyorlar. Bunlar için mesele kadınlar değildir. Kadın hakları hiç değildir. Çünkü kadına gerçekten değer verseler sadece DEAŞ'lı canileri değil PKK'nın, YPG'nin ölüm makinesine çevirdiği genç kızları da görürler onlar için de tepki gösterirler."
Kandil'e genç kızları, gençleri kaçıranların PKK olduğunu belirten Erdoğan, Diyarbakır Belediyesinin önünde günlerce, haftalarca bu nedenle anaların ağladığını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Amaçları kadın hakları olsa, moda sektörünün kanını emdiği, modern kölelere çevirdiği çocuk yaştaki kızlar için de seslerini yükseltirler. Gayeleri adalet olsa, Arakan'da evlatları gözlerinin önünde katledilen annelere, geçmeye çalıştıkları nehirde annesini yitiren kız çocuklarına da sahip çıkarlar. Niyeti kadının onurunu korumak olanlar her gün bir skandalın patlak verdiği sosyete dünyasındaki tacizlere tepkilerini yükseltirler."
'28 Şubat argümanı Avrupa'da tedavüle sokulmaya başlandı'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam düşmanı çevrelerin asıl hedefinin kadınları kullanarak, insanlığın yegane umudu olan İslam ile hesaplaşmak olduğunu söyledi.
Niyet temiz olmayınca eylemin sonuç üretmesinin de mümkün olmadığını belirten Erdoğan, bu çevrelerin de onca medya gücüne, propagandaya rağmen bir türlü amaçlarına ulaşamadığını dile getirdi.
Kadınların önümüzdeki süreçte özellikle de Batı ülkelerinde hak ve özgürlükleri konusunda ciddi sınırlamalarla karşılaşacaklarının anlaşıldığını ifade eden Erdoğan, "Avrupa'da yükselen aşırı sağ ve yabancı düşmanı akımlar, insanlık dışı fikirleriyle siyasi ve toplumsal hayatı adeta zehirliyor. Kimi popülist Avrupalı liderlerin de maalesef günü kurtarmak adına bu kesimlerin taleplerine boyun eğdiğini görüyoruz. Bir dönem ülkemizde kadınlara yönelik baskının meşrulaştırma aracı olarak kullanılan kamusal alan-özel alan ayrımı Batı ülkelerinde de giderek yaygınlaşıyor. 28 Şubat döneminde örneklerine sıkça rastladığımız argümanlar Avrupa'da da tedavüle sokulmaya başlandı." değerlendirmesinde bulundu.
"Yeni doğmuş çocukları alan bir Batı var"
Kadınların bir dönem Fatih'te, Sultanbeyli'de veya başka yerlerde maruz kaldığı gayri insani muamelelere, demokrasinin beşiği konumundaki Avrupa şehirlerinde rastlandığına dikkati çeken Erdoğan şöyle devam etti:
"Avrupa'da eğitim öğretim hayatı engellenen, işinden atılan, baskılar sonucu ekmek kapısı olan ticari işletmesini kapatmak zorunda kalan hanım kardeşlerimizin bulunduğunu görüyoruz, duyuyoruz. Nasıl Türkiye'deki yoz anlayışla demokratik zeminde mücadele etmişsek giderek yükselen bu tehditlere de aynı şekilde karşı koymalıyız. Hatta daha ileri gidiyorlar. Artık evden yeni doğmuş çocukları alan bir Batı var. Annesinden bir yavruyu ayırmanın ne demek olduğunu ancak anası bilir.
Her zaman zaten Avusturya'yla uğraşıyoruz, herhalde daha da uğraşacağız. Bu nedir, bu? Bu katliamdır, cinayettir. Sen benim çocuğumu alamazsın. Onun bakımı, şöyleymiş, böyleymiş... O seni ilgilendirmez, annesini, babasını ilgilendirir. Hele hele sütteki bir evladı annesinden ayırmanın izahı olabilir mi? Bunlar şu anda bunu yapıyor." ifadelerini kullandı.
Bu mücadeleyi sadece kadınlar için değil, insanlığın ve demokrasinin geleceği için de yürütmek mecburiyetinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, bunun, farklı kökene, inanca, siyasi görüşe sahip dostlarla verilmesi gereken bir mücadele olduğunun altını çizdi.
"Bunlar, Ortadoğu'yu tamamen karıştırma projesidir"
Erdoğan, Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak tanınacağı iddiasına ilişkin, "Amerika diyor ki 'Ben büyükelçiliğimi Kudüs'e alacağım.' Bunlar, Ortadoğu'yu tamamen karıştırma projesidir. Bu, Türkiye için kırmızı çizgidir. Burada diplomasi olarak ne gerekiyorsa A'dan Z'ye bunu yapacağız." dedi.
İslam İşbirliği Teşkilatının dönem başkanı olarak Türkiye'nin, "Liderler Zirvesini" toplayacağını bildiren Erdoğan, "Buna duyarsız, sessiz kalamayız. Amerika'nın atacağı bu adımı asla sessiz olarak değerlendiremeyiz. Elimizden ne geliyorsa sonuna kadar bunu yapacağız." şeklinde konuştu.
2. Uluslararası İş'te Kadın Zirvesi'nin tüm kadınlar için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, ödül alan kadınları tebrik etti, başarı hikayelerinin diğer kadınlara örnek olacağına inandığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından iş hayatında başarılarıyla öne çıkan farklı meslek gruplarından 10 kadına ödüllerini verdi.
Yorum Yazın