Otel havlularına radyo frekanslı takip
GÜNDEMİSTANBUL (AA) – Yiğitalp Laundry Kurucusu İkbal Yiğitalp Atik, havlu ve bornoz gibi tekstil ürünlerinin sayısını saptayabilmek için yeni bir çözüm geliştirdiklerini belirterek, “Şimdi otellere radyo frekansla (RFID) takip imkanı veren okuyucular koyuyoruz. Elbette misafir otelden ayrılırken onu durdurup bavulundan bornozu, havluyu çıkaralım diye değil ama en azından giden tekstil ürününün sayısını doğru hesaplayabilmek için böyle bir uygulamaya gittik.” dedi.
Atik, Yerelden Globale Küresel Markalarımız ve Global Kadınlarımız Konferansı’nda çamaşır yıkama (Laundry) alanında kullandıkları yenilikçi teknolojiyi anlattı.
Çamaşır yıkamada hacim büyüdükçe karışıklık riskinin arttığını anlatan Atik, “Bana her zaman sorulur, ‘50 ton çamaşır karışmıyor mu, bir otelin çamaşırı başka bir otele gitmiyor mu?’ Her birimizin nasıl bir TC kimlik numarası varsa bir her bir tekstile bir çip koyduk, radyo frekansla çalışan RFID çipi koyduk. Tekstil fabrikaya girdi, yıkandı, sonra otele sevk oldu, bu havlular, çarşaflar müşteriler alıp gitti mi, bu tekstiller nerede, kaçı otel için maliyet oldu. Bunların tamamını tespit edebiliyoruz.” bilgilerini verdi.
RFID çiplerle turizm işletmelerinin tekstillerinin kaç yıkama geçirdiğini, erken yırtılma olup olmadığını da tespit edebildiklerini anlatan Atik, RFID teknolojilerinin hem turizm hem de laundry şirketlerinin iş süreçlerine önemli katkılar sağladığını söyledi.
- "Fabrikamıza her gün 50 ton kirli çamaşır giriyor, 50 ton temiz çamaşır çıkıyor"
Atik, turizm müşterilerinin otellerden tekstil ürünü aşırmasıyla mücadelenin zorluğuna dikkati çekerek, “Şimdi otellere radyo frekansla takip imkanı veren okuyucular koyuyoruz. Elbette misafir otelden ayrılırken onu durdurup bavulundan bornozu, havluyu çıkaralım diye değil ama en azından giden tekstil ürününün sayısını doğru hesaplayabilmek için böyle bir uygulamaya gittik.” ifadelerini kullandı.
Turizmci olarak başladığı iş hayatında modern çamaşır yıkama alanında kaliteli ve titiz yıkama boşluğu fark ederek bu alana yöneldiğini belirten Atik, “İlk başta otelimizin altında kendimiz yıkamamızı yapıyorduk, yıkama konusunda titiz davranınca komşu oteller de yıkama işlerini yapmamız için bize ricada bulundu. Yıkaması yaptığımız otel sayısı 10 oldu, 50 oldu, otelin altındaki bir katı daha kullanmaya başladık, sonra bir katı daha. Yani iş işi doğurdu. Geldiğimiz noktada ise Hadımköy’deki fabrikamıza her gün Türk Hava Yolları başta olmak üzere çeşitli 5 yıldızlı otellerin 50 ton kirli çamaşırı giriyor, 50 ton temiz çamaşır çıkıyor.” bilgilerini verdi.
Atik, RFID alanında Türkiye’de çok fazla uygulama olmadığını ifade ederek, bu teknolojiyi laundry sektörüne kendilerinin uyarladığını söyledi.
İş yaşamında anne ve kadın olmanın ciddi zorlukları da beraberinde getirdiğini söyleyen Atik, kendisinin iş kolu nedeniyle çok fazla zorluk yaşamadığını da sözlerine ekledi.
- “E-ticarette alışverişlerde ürün yorumlarına dolayısıyla müşteri memnuniyetine bakıyorsunuz”
Vestel Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tunç Berkman ise teknolojinin küresel ticaret sisteminde getirdiği değişimleri ele alarak Vestel'in pazarlama çalışmaları hakkında bilgi verdi.
İnsanoğlunun teknoloji bağımlılığının merakla birleşerek farklı bir boyuta evrildiğini ifade eden Berkman, Airbnb, Uber, Netflix ve amazon gibi girişimlerin yeni hizmet modelleri oluşturduğuna işaret ederek, “Dünyada şu anda deneyim ekonomisi oluştu. Uber çağırmadan sürücüye verilen puana bakıyorsunuz, Airbnb’de ev sahibinin notuna bakıyorsunuz. E-ticarette alışverişlerde ürün yorumlarına dolayısıyla müşteri memnuniyetine bakıyorsunuz.” ifadelerini kullandı.
- İmirzalıoğlu marka algısını değiştirdi
Vestel’in yerli imkanlarla güçlü bir üretim yapmasına rağmen beyaz eşyadaki gücünü kadınlara anlatamadığını anımsatan Berkman, şöyle konuştu:
“Vestel bir tüketici elektroniği markası ve biz televizyonda pazar lideri olmamıza rağmen beyaz eşyada kadınları yakalayamıyorduk. Ben 2012’nin sonuna doğru katıldım Vestel’e.. Bu nedenle Kenan İmirzalıoğlu ile tüketici elektroniğine yönelik bir iletişim çalışması yaptık. Oradaki temel amacımız Vestel’le ilgili temel algı 'Vestel montajcıdır algısı' idi. 225 tane Türk Telekom Stadyumu’nu yan yana koyduğunuz zaman Vestel’in Manisa’daki fabrikasının büyüklüğüne ulaşıyorsunuz. 1 milyon metrekare deyince bir şey hissetmiyorsunuz ama bu şekilde insan hayal edebiliyor. Biz de dedik ki insanlara gerçekten üretim kabiliyetimizi gösterelim ve Türkiye’de bunların yapılabileceğini anlatalım.
Dört sene önce reklam filmimiz yayınlandı ve biz 1,5 sene önce tüketici algısını ölçmek için bir test yaptık. Vestel insana dönüşse ne olur diye sorduk ve tabii ki Kenan İmirzalıoğlu bizim yüzümüz olduğu için ‘yakışıklı, iyi fizikli, güçlü, çalışkan, çabalayan, ataerkil, milliyetçi gibi sonuçlar geldi.”
İlginizi Çekebilir