“MALAZGİRT İNANIŞIMIZIN ŞAHLANIŞIDIR”
DENİZLİ GÜNDEMAnadolu Gençlik Derneği Denizli Şubesi, Malazgirt Zaferi’nin 949. Yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayınladı.
ANADOLU’NUN KAPILARINDAN BÜTÜN CİHANA, HAKKI ÜSTÜN TUTAN BİR MEDENİYET YAYILDI
Malazgirt Savaşı, 26 Ağustos 1071’de Muş’ta bulunan Malazgirt Ovası’nda meydana gelmiş, Selçuklu Sultanı Alparslan ve Doğu Roma İmparatoru Romen Diyojen arasında gerçekleşmiştir, Önemi itibariyle; Malazgirt Savaşı, Anadolu’da hakkın hâkim olmasını sağlamış olan meydan savaşıdır. Aynı zamanda; Malazgirt Savaşı, Selçuklulara Anadolu’nun tapusunu vermiş, Peygamber Efendimiz(s.a.v) tarafından müjdelenen İstanbul’un Fethi’ninde kapıları aralanmıştır.
Selçuklular ile beraber Anadolu’ya bin yıl hâkim olacak huzur ve hoşgörü ortamı gelmiştir. Zira Selçuklular, seferlerinde istilaya girişmiyor, yerleşim yerlerini tahrip etmiyor, halka zulmetmiyor, hedef olarak Doğu Roma askeri mevkilerini alıyordu. Selçukluların bu politikası, Doğu Roma bünyesinde bulunan ve Doğu Romalı olmayan toplumların üzerinde olumlu bir etki bırakıyordu. Buda Doğu Romalı idareciler için daha büyük bir tehlikeydi. Zira, aidiyet hissi bulunmayan bu toplumların Selçuklu idaresini tercih etme olasılığı onlar açısından daha da tedirgin edici bir sorun olarak görünüyordu.
Büyük bir şevk ve azimle, Anadolu’nun kapılarını zorlayan Selçuklu ordusu sayesinde, şanlı Malazgirt Zaferi ile Anadolu’da İslam Mührü vurulmuş ve fethedilen yerlerde yaşayan halka karşı hoşgörülü yaklaşımlar ile de gönüllerin fethi sağlanmıştı.
Şanlı Destan ile beraber Anadolu’nun kapılarından bütün Cihana, Hakkı üstün tutan bir medeniyet yayılmıştır. Asırlarca İslam’ın bayraktarlığını yapan Müslüman Anadolu insanına, Anadolu’nun kapılarını açan Malazgirt Zaferi tarihimiz açısından bir dönüm noktasıdır.
EMANET EDİLEN MİRASA SAHİP ÇIKMAMIZ GEREKİYOR.
Bugün üzerinde yaşadığımız vatan, bu zaferle bize yurt olmuştur. Anadolu’nun anahtarı bu zaferle alınmış ve Anadolu’ya İslam mührü vurulmuştur. Bin yıldır yaşadığımız türlü tarihi serüvenlere ve handikaplara rağmen, hala bu vatanda hayat sürüyor isek, bunu her şeyden önce Malazgirt Zaferi gibi inanç ve azimle yapılan büyük destanlarımıza ve zaferlerimize borçluyuz. Bu borcun en iyi ödenme biçimi ise, emanet edilen mirasa sahip çıkıp layık olmaya çalışmak ve gelecek kuşaklara alnımızın akıyla devretmektir.
MALAZGİRT İNANIŞIMIZIN ŞAHLANIŞIDIR
Rahmetli Başbakan ve Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız, her konuşmasında tarihi zaferlerimize vurgu yaparak şanlı zaferlerimizin önemini şu sözleriyle bizlere tekrardan hatırlatmıştır:
"Herhangi bir kimse Malazgirt'te inanışının şahlanışını yaşamadan, Kosova'da Niğbolu'da bir kılıç olup parlamadan, Ulubatlı Hasan olup İstanbul'u fethetmeden, Sultan Fatih olup atını denize sürmeden, Kanuni olup şanlı ordularıyla Avrupa'nın içine yürümeden, Seyit Çavuş olup 250 kiloluk mermiyi ‘ya Allah!’ deyip namluya sürmeden; bir insan Sakarya'nın siperlerine girmeden ve Kıbrıs'ta düşman tahkimatının arasından geçmeden, Milli Görüş’ün ne olduğunu anlayamaz"
Bir başka konuşmasında ise şunları belirtmiştir; “Şu meydanı dolduran insan seli…. Sizleri, Sultan Alparslan’ın bu Anadolu’ya hakkı getiren seriyyeleri olarak selamlıyorum. Sizleri, Sultan Murad’ın Kosova’da İlay’ı Kelimetullah için parlayan kılıcını taşıyan mücahidler olarak selamlıyorum. Sizleri, bu kutlu günde daha pek yakında Kıbrıs’ta zaferden zafere koşan mücahidler, akıncılar olarak selamlıyorum.”
Bir başka anekdot ile ise Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın, Malazgirt Zaferi’ne verdiği önemi bir kez daha görmüş oluyoruz. Milli Selamet Partisi kurulduğunda ilk üyenin kim olacağı konusunda karar vermek üzere yönetim toplandı, Erbakan'ın ilk üye olması istendi. Erbakan ise bu teklif üzerine tebessümle arkadaşlarına bakarak; "Ecdadımız Anadolu'ya, Malazgirt Meydan Muharebesi’yle Muş/Malazgirt'ten girmişti. O ilimizdeki bir caminin imamı bizim birinci kurucu üyemiz olacak."demiştir.
GENÇLERİMİZ TARİHİ HADİSELERDEN DERS ALIP GELECEĞİ İNŞA ETMELİ
Malazgirt Savaşı’nda önemli, tarihi anekdotlar bize zaferin büyüklüğünü bir kez daha hatırlatmaktadır. Sultan Alparslan, hocası Ebû Nasr Muhammed’in tavsiyesine uyarak savaş zamanını mübarek Cuma günü olarak tayin etmişti. “Ölürsem kefenim olsun” diyerek beyaz elbiselerine bürünüp atının kuyruğunu bağlamış ve cenk meydanına öylece çıkmıştı. Bütün İslam coğrafyasında, savaşın başarısı için dua edilmiş ve hutbeler okunmuştu. Malazgirt Zaferi dünya çapında bir hadise olmuştu. Anadolu’da var olan Bizans-Grek Ortodoks anlayışı yerine, bin yıllık İslam medeniyeti hâkim olmuştu.
Milli Gençlik ve Anadolu Gençliği, milli ve manevi değerlerine bağlı bir gençlik yetiştirmek için yarım asırdır çalışmalarını aralıksız bir şekilde sürdürmektedir.
Geleneksel olarak düzenlediğimiz İstanbul’un Fethi, Çanakkale Zaferi, Sarıkamış Şehitlerini Anma ve Malazgirt Zaferi etkinlikleri ile gençlerimizi tarihi değerlerle buluşturma çabası içindeyiz.
Amacımız, gençlerimizin tarihi hadiselerden ders alıp geleceği inşa etmelerini sağlamaktır.
Bu vesile ile şanlı zaferlerimizde şehit olan ecdadımızı rahmet ve minnetle anıyoruz.
İlginizi Çekebilir