© Haber20Denizli 2022

AV. ADEM SÜPÇİN'İN AVUKATLAR GÜNÜ MESAJI

İYİ Parti Pamukkale İlçe Başkanı Av. Adem SÜPÇİN 5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle bir mesaj yayımladı.

Ülkemizin son 15 yılı olağanüstü olaylarla geçen bir süreç olmuştur. İktidar partisi, önce normalleşme ve kucaklaşma daha sonra ise kendi seçmen bloğuna yönelik kutuplaşma siyaseti gütmüş, demokrasimiz ve adalet sistemimiz üzerindeki vesayeti kaldırmak parolasıyla da Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy davalarında mağduriyet ve hukuksuzluklara ortak olmuştur. Bugün ise o davaları yürüten kişiler FETÖ şüphelisi olarak yurtdışına kaçmış bulunmaktadırlar. Peki o davaları ve süreci ortak yönetenler nerededirler ve bunun hukuki hesabını niçin vermemektedirler? Devleti ve milleti çözüm süreci zırvasıyla yıpratanlar, doğu ve güneydoğuyu PKK’ya ve siyasi uzantılarına teslim edenler, Habur’da terörist aklayanlar kimdir ve nerededir? 17-25 Aralık sürecinde devlete ve hükümete adli darbe yapanlarla ortaklıkları bulunanlar, sözde cemaat adına yüklü miktarda bağış yapanlar, bağış toplayanlar nerededirler? Mahkeme tutanaklarında adları unvanları geçtiği halde ad ve unvanları yüzünden bazıları hala niçin hesap vermemekte, en azından yargı organlarınca neden bilgilerine başvurulmamaktadır? FETÖ yargılamalarında soruşturma ve yargılamalar tabana yayılmakta ancak neden derinleştirilememektedir? Terör örgütünün kullandığı haberleşme sisteminin çözümlenmesinden sonra örgütün manipülasyonu yüzünden onbini geçkin mağduriyetin ortaya çıkarılması avukatlar ve bağımsız hukuk bürolarınca ancak mümkün olmuştur. Bugün Türkiye’de bağımsız yargıdan, hakim savcı teminatından, hakim ve savcıların karar verirken medyanın, toplumun, siyasilerin baskısından çekinmediklerini söylemek mümkün müdür? Adalet Bakanlığı hakim ve savcı alımında referans sisteminden ve  hangi referans ve kriterlerin geçerli olduğundan neden bahsetmemektedir. Üstelik yargıya sızmış, ihraç edilmiş, tutuklanmış, mahkumiyet almış hakim ve savcıların atamasına kimlerin ve hangi odakların referans olduğu bu kişilerin halen nerede olduğu da müphemdir… Bütün bunlar olurken Türkiye Barolar Birliği asli vazifesi olan avukatların haklarını ne kadar savunabilmiş, avukatların aşama aşama yitirdiği hakların yeniden temini için hangi adımları atmış ve ne kadar başarılı olmuştur? Avukatlık ücretleri yerinde sayarken hukukçu olmayan kimselerin uzlaştırmacı olmasının önüne ne barolar birliği ne de meclisteki avukat meslektaşlar geçebilmiştir. İşçi ve işvereni zorla arabuluculuk koltuğuna oturtan, işçinin haklarının tamamına değil de içinde bulunduğu ekonomik bunalım yüzünden az bir paraya kani olmasına sebep olan sisteme neden ses çıkarılmamış engel olunmamıştır? Trafik kazası mağdurlarının sigorta simsarlarının elinden kurtarılmasına neden hükümet ve barolar birliği kayıtsız kalmaktadır? Başta reklam yasağı olmak üzere Avukatlık Kanunu’nun disipline dair hükümlerinin uygulanması neden gevşek bırakılmaktadır? Barolar ve Türkiye Barolar Birliği siyasi mücadeleyi hukuki mücadelenin önüne geçirdikçe avukatlara ve barolara yapılan baskının azalacağı düşünülemez…Meclisin, Adalet Bakanlığı’nın, baroların ve Türkiye Barolar Birliğinin hasılı ülkemizin hukukçu kimliğini yalnızca ve yalnızca adalet için kullanan CESUR hukukçulara ihtiyacı vardır. Yalnızca adaletin tecellisi için korkusuzca mücadele veren tüm avukatlarımızın Avukatlar Günü kutlu olsun…  

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER