© Haber20Denizli 2022

10 Ocak Tarımsal Öğretimin 173. Yıldönümü

TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI DENİZLİ ŞUBE BAŞKANI GÜLHAN SARUHAN 10 OCAK “TARIMSAL ÖĞRETİMİN 173. YIL DÖNÜMÜ VE TARIM HAFTASI” NEDENİYLE MESAJ YAYIMLADI.

Modern ve teknik anlamda tarımsal öğretim, Osmanlı döneminde kurulan Ziraat Okulları ile başlamış, Cumhuriyet Döneminde Fakülte düzeyinde öğretimle devam etmiştir. Bugün ülkemizde 40 adet ziraat fakültesi vardır. Her yıl 4500 – 5000 civarında genç meslektaşımız aramıza katılmakta ve Türkiye tarımına hizmet vermeye çalışmaktadır. Ancak Üniversitelerimizin Fakültelerinin alt yapı ve formasyon sorunları vardır. Nicelik sorunu çözümlenmiş ama nitelik olarak konumu ele alınması gereklidir.

Bilindiği üzere, 10 Ocak gününü içeren hafta ülkemizde her yıl “TARIM HAFTASI” olarak kutlanmaktadır. Bu haftanın anlam ve önemi nedeniyle tarım sektörünün ülkemiz genelinde ve ilimiz özelinde yaşadığı sorunları irdelemek, sorunların nedenlerini ortaya koymak ve çözüm yollarını tartışmak ve önermek zorundayız.

Bu gün tarımdaki alt yapı sorunlarının bir türlü çözülmemiş olması, küçük üreticinin tasfiyesine yönelik yeni üretim ilişkilerinin geliştirilmesi, buna bağlı olarak tarımsal üretimin yeniden şekillendirilmesi, tarım ve gıda alanının iç ve dış sermayenin denetimine girmesi  v.b etkenler tarım ve gıda sektöründe tahribata yol açmakta, ülkemiz bu alanlarda ipotek altına alınmaktadır. Artık tarım sektörü, iç ve dış sermaye için yeni rant alanı olarak görülmektedir.

24 Ocak 1980 yılından başlayarak ve son yıllarda iyice hızlanarak TARIMSAL KİT’ler birer birer özelleştirmiş, çiftçi devlet ilişkisi kopartılmış, gerçek örgütlülükten yoksun  çiftçiler, yerli ve yabancı tarım ve gıda şirketlerine karşı korumasız ve yalnız bırakılmıştır.  Üreticinin ürettiği ürünün fiyatını belirleme gücü ve şansı yoktur. Şirketlerin kendi çıkar ve beklentilerine göre üretim ilişkileri gelişmiştir. Bu durum, küçük çiftçilerin hızla üretim süreçlerinden kopmasına yol açmış, köyden kente göç hızlanmış, kentlerin varoşlarını dolduran işsiz, umutsuz, vasıfsız kitleler, adeta şirketlerin ucuz iş gücü yığınlarına dönüşmüştür.

Tarımsal temel sorunların çözümünü piyasalara bırakmak, tarımsal yapıda kırdan kente göç şeklinde ortaya çıkan çözülmeyi daha da hızlandıracaktır. Bu da kırdaki sorunları kentlere taşıyacak ve kentlerde yaşanmakta olan yoksulluk, gecekondulaşma ve kayıt dışı istihdam sorunlarının boyutlarını daha büyütecektir.

Çözüm: Kendi gereksinimlerimiz ve ülkemizin özgün iklim ve toprak koşullarına göre, bağımsız tarım politikasının kurgulanması ve ivedilikle uygulamaya geçilmesiyle mümkün olacaktır.     Yatırım, üretim, istihdam süreçlerinde “TARIM ÇOK ÖNEMLİ BİR SEKTÖRDÜR” ve doğası gereği mutlak desteğe ihtiyacı vardır.

Türkiye ; acilen merkezi planlamacı, kamunun piyasada etkin rol aldığı, yatırımcı, dışa bağımlılığı kıran, teknolojiyi kullanan, rekabet gücünü yükselten, doğal kaynakları koruyucu ve geliştirici, gıda güvenliğini sağlamayı temel hedef olarak belirleyen, politikaları uygulamak zorundadır.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER